Biyoçeşitlilik riski (biodiversity risk); operasyonel riskler, geçiş maliyetleri, çevresel yükümlülükler ve daha fazlası vasıtasıyla doğrudan ve dolaylı olarak küresel ekonomik değeri etkileme potansiyeline sahip önemli ve büyüyen bir finansal riski temsil eder. 2020 yılı Dünya Ekonomik Forumu raporuna göre, dünyanın gayrisafi yurtiçi hâsılasının yarısından fazlası, yaklaşık 44 trilyon dolar, doğaya ve onun hizmetlerine orta veya yüksek oranda bağımlıdır ve bu da onu biyoçeşitlilik kaybı nedeniyle riske sokar.
Özellikle uzun vadeli riske bakmayı önceliklendiren kurumsal yatırımcılar, risk değerlendirmelerine giderek daha fazla doğal sermayeyi dâhil etmeye yönelmektedir. Şu anda şirketler, biyoçeşitlilik ile ilgili ölçütler hakkında sınırlı veri açıklamakta ve daha yerleşik, zorunlu ESG (çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim) önceliklerinin aksine, biyoçeşitlilik riski o kadar kolay tanımlanmamaktadır.
Geniş anlamda doğal sermaye; jeoloji, toprak, hava, su ve tüm canlıları içeren dünyanın doğal varlık stokudur. Finansal sermayede olduğu gibi, geri ödemeyi hesaba katmadan veya doğaya iyileşmesi için zaman tanımadan kaynakları çok hızlı tükettiğimizde, örneğin ormanları keserek, ekolojik, sosyal ve ekonomik yükümlülükler riskiyle karşı karşıya kalırız[1].
Bu kadar kapsamlı bir konu ile yatırımcıların portföylerindeki önemli biyolojik çeşitlilik risklerinin kapsamını belirlemeleri çok zor olabilir. Genellikle, tarım, balıkçılık, kâğıt hamuru ve kâğıt gibi yüksek kaynak bağımlılığına sahip yüksek riskli sektörlere veya petrol ve gaz, madencilik ve kimyasallar gibi yüksek çevresel etkilere maruz kalan yatırımcıların önemli risklere sahip olma olasılığı daha yüksektir.
- Biyoçeşitlilik Kamuyu Aydınlatma Çerçeveleri ve Düzenlemeleri
Henüz zorunlu olmasa da, ortaya çıkan gönüllü çerçeveler, yakında kamuyu aydınlatma için olası bir yer olarak biyolojik çeşitliliğe işaret etmektedir. Doğa ile İlgili Finansal Kamuyu Aydınlatma Görev Gücü (Taskforce on Nature-related Financial Disclosures), Bilim Temelli Doğa Hedefleri (Science Based Nature Targets) ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (Corporate Sustainability Reporting Directive) gibi girişimler, daha fazla şirketi doğal sermaye risklerini kamuya ifşa etmeye başlamaya motive etmiştir.
Bu standartlaştırılmış çerçevelerden gelen kamuyu aydınlatma verilerini kullanmak, yatırımcıların verileri ölçekte karşılaştırmasına ve etkileşim için hedeflenecek şirketleri belirlemek üzere tarama yapmasına yardımcı olur. Biyoçeşitlilik raporlamasını kolaylaştırmak için Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative) ve Doğa ile İlgili Finansal Kamuyu Aydınlatma Görev Gücü, iki standart arasındaki uyuma dair ayrıntılı bir genel bakış sağlayan ortak bir beraber çalışabilirlik haritalama kaynağı yayınlamış[2] olup, böylece şirketler doğayla ilgili risk verilerini tutarlı bir şekilde raporlayabilir ve yatırımcılar bunu yatırım yapılan şirketlerin biyoçeşitlilik risklerini ve sürdürülebilirlik uygulamalarını değerlendirmek için kullanabilir.
Ayrıca, Avrupa Birliği sınıflandırması sürdürülebilir olarak nitelendirilmek için karşılanması gereken ormancılık, tarım ve arazi kullanımı gibi sektörler için belirli ölçütleri ana hatlarıyla belirtir. Bu ölçütler ekosistemlere verilen zararı önlemeye, biyolojik çeşitlilik açısından zengin alanları korumaya ve doğal yaşam alanları üzerindeki olumsuz etkileri azaltmaya odaklanır. Ancak ilerleme yavaş olmuştur ve Avrupa Birliği Komisyonu, üyelerin yaklaşan ormansızlaşma düzenlemesi son tarihine hazır olup olmadıklarına ilişkin endişelere şirketlere fazladan bir yıl aşamalı geçiş süresi vererek yanıt vermiştir[3].
Sürdürülebilir Finansal Kamuyu Aydınlatma Yönetmeliği (Sustainable Finance Disclosure Regulation), finansal kuruluşların yatırımlarının çevresel etkileri, biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkiler de dâhil olmak üzere, hakkında rapor vermelerini zorunlu kılarak biyolojik çeşitliliği içerir. Sürdürülebilir Finansal Kamuyu Aydınlatma Yönetmeliği, bilhassa biyolojik çeşitliliğe duyarlı alanlar ve ormansızlaşma ile ilgili faaliyetler hakkında ölçümler içeren “Başlıca Olumsuz Etkiler”in (Principal Adverse Impacts) kamuya açıklanmasını zorunlu kılar. Şirketler, yatırımlarının ekosistemleri ve biyolojik çeşitliliği olumsuz etkileyip etkilemediğini ve nasıl etkilediğini ve bu tür riskleri azaltmak için attıkları adımları kamuya açıklamalıdır.
- Biyoçeşitlilik Katılımları: Nereden Başlamalı
Temel olarak, yatırımcılar katılım için hedef ve amaçlarının ne olduğunu belirlemek için kendi doğayla ilgili aktif sahiplik politikalarını geliştirmek isteyebilirler. Yatırımcıların yatırım yapılan şirketlerle biyoçeşitlilik katılım çabalarını başlatmadan önce sorabilecekleri bazı alakalı sorular şunlardır:
- Şirketin biyoçeşitlilik politikası var mıdır?
- Doğal kaynaklar üzerindeki etkilerini ve bağımlılıklarını değerlendirdiler mi ve sonuçları kamuya açıklıyorlar mı?
- Şirketin faaliyetlerinde hammaddeye bağımlılığı ne düzeydedir?
- Şirket açısından hangi doğal sermaye riskleri önemlidir (örneğin su tüketimi, ormansızlaşma, istilacı türler, vb.)?
Daha sonra, yatırımcılar ne tür bir taahhütte bulunmak istediklerini düşünebilir ve yatırım yaptıkları şirketlerden hangileriyle doğal sermaye konusunda etkileşime girmek istediklerine öncelik verebilirler. Taahhüt türleri, amaçlanan hedefe bağlı olarak değişebilir:
- Yüksek riskli sektörlerdeki şirketler arasında raporlama çerçevelerinin benimsenmesi: Yüksek riskli sektörlerdeki şirketlere maruz kalan yatırımcılar, şirketleri biyolojik çeşitlilik raporlama çerçevelerini (örneğin, Doğa ile İlgili Finansal Kamuyu Aydınlatma Görev Gücü) benimsemeye motive etmek için şirketlerle etkileşime girebilir. Bu, şeffaflığı artırır ve şirketlerin finansal performanslarını ve itibarlarını etkileyebilecek biyolojik çeşitlilik ile ilgili risklere odaklanmalarını sağlar.
- Etki ve risk değerlendirmeleri yapılması: Şirketleri kapsamlı biyoçeşitlilik etki değerlendirmeleri yapmaya dâhil etmek, operasyonlarıyla ilişkili potansiyel riskleri belirleyebilir. Bu etkilerin daha iyi anlaşılması, şirketlerin düzenleyici para cezalarına, operasyonel kesintilere ve itibar kaybına yol açabilecek riskleri azaltmalarına yardımcı olabilir.
- Arazi kullanım uygulamaları: Bazı yatırımcılar ormansızlaşmayı ve habitat kaybını azaltmak için sürdürülebilir arazi kullanım uygulamalarını savunmaktadır. Sürdürülebilir arazi kullanımı, uzun vadeli kaynak bulunabilirliği ve çevre düzenlemelerine uyum için kritik öneme sahip olup; bir şirketin operasyonel dayanıklılığını artırır.
- Su yönetimi ve kirlilik: Özellikle su kıtlığının sorun olduğu bölgelerde şirketlerin su yönetimi ve kirliliği azaltma stratejilerine odaklanmak önemlidir, çünkü kötü su yönetimi yasal sorumluluklara, toplumsal muhalefete ve ekosistemlere zarar verebilir.
- Sürdürülebilir üretim ve tedarik uygulamaları: Şirketleri, palmiye yağı için Sürdürülebilir Palmiye Yağı Yuvarlak Masası (Roundtable on Sustainable Palm Oil) sertifikası almak veya tedarik zinciri şeffaflığını artırmak gibi sürdürülebilir uygulamaları benimsemeye teşvik etmek faydalıdır; çünkü sürdürülebilir tedarik, çevresel etkiyi azaltır ve tüketici tercihleriyle uyumlu hale getirerek marka sadakatini ve pazar rekabet gücünü artırabilir.
- Hedef belirleme: Yatırımcılar, uluslararası çerçeveler ve hedeflerle uyumlu ölçülebilir doğayla ilgili hedefler belirlemek için şirketlerle etkileşime girebilir. Net hedefler belirlemek, şirketlerin ilerlemeyi takip etmelerine, hesap verebilirlik göstermelerine ve sürdürülebilirliğe odaklanmış yatırım çekmelerine olanak tanır ve nihayetinde uzun vadeli büyümeyi ve risk yönetimini destekler.
Yatırımcıların şirketlerle doğa konusunda etkileşime girmeye başlamalarının üç yolu şunlardır:
- Doğa ile İlgili Finansal Kamuyu Aydınlatma Görev Gücü’ne katılmak düşünülmelidir. Birçok finansal kuruluş, 2024 (veya daha erken) veya 2025 mali yılına kadar Doğa ile İlgili Finansal Kamuyu Aydınlatma Görev Gücü önerileriyle uyumlu kamuyu aydınlatma yapmayı taahhüt etmektedir[4]. Birkaç Birleşik Krallık emeklilik fonu ve varlık yöneticisi, Doğa ile İlgili Finansal Kamuyu Aydınlatma Görev Gücü’ne karşı raporlamaya başlama niyetlerini belirtmiştir. İngiltere hükümeti, Doğa ile İlgili Finansal Kamuyu Aydınlatma Görev Gücü ile uyumlu açıklamaları zorunlu kılmaya çağrılmış[5] ve Mayıs ayında İngiltere Sürdürülebilirlik Kamuyu Aydınlatma Yükümlülükleri (Sustainability Disclosure Requirements) çerçevesi ile ilgili güncellenmiş bir kılavuz yayınlamış[6], ancak henüz İngiltere düzenleyici çerçevesinde doğayla ilgili herhangi bir yükümlülüğü uygulama taahhüdünde bulunmamıştır.
- Nature Action 100, Biyoçeşitlilik için Finansman Taahhüdü (Finance for Biodiversity Pledge), PRI’nin Baharı [Principles for Responsible Investment’ (Sorumlu Yatırım İlkeleri) spring] gibi işbirlikçi katılım girişimlerine iştirak edilmelidir[7].
- Biyolojik çeşitlilik konusunda etkileşime başlamak için ‘Glass Lewis’ gibi bir etkileşim hizmeti sağlayıcısıyla ortaklık kurulmalıdır. Bu yaklaşım, özellikle etkileşim için hedeflenecek önemli etkileşim konularını ve şirketleri belirleme, başarı göstergelerini belirleme, etkileşim kampanyasını yürütme ve bir yükseltme süreci tanımlama konusunda yardıma ihtiyaç duyan yatırımcılar için faydalıdır.
- Vaka Çalışması: Japon İçecek Şirketi
Glass Lewis, “Active Stewardship Engagement” programı aracılığıyla, çevresel olaylarla ilgili olarak biyolojik çeşitlilikle ilgilenir. Özel Katılım Hizmetleri vasıtasıyla da doğal sermaye konusunda çok daha ayrıntılı, proaktif katılımlar yürütülür.
Glass Lewis, 2022 yılında bir yatırımcı müşteri adına özel bir taahhüt yoluyla Japon, çokuluslu bir içecek şirketiyle çalışmaya başladı. Bu yatırımcının finansal olarak önemli riskler olarak tanımladığı şirketin operasyonları nedeniyle doğa ve biyolojik çeşitlilik kaybı üzerindeki potansiyel etkiler göz önüne alındığında, su riski değerlendirmesi ve biyolojik çeşitlilik risk yönetimi önlemlerinin uygulanması konusunda çalışmalara başlandı.
Glass Lewis’in yönetim ekibi 2022-2023 yılları arasında şirketle düzenli olarak etkileşimde bulunarak şirket için şu sonuçları elde etti:
- Biyoçeşitlilik risk araştırması başlatılmış ve biyoçeşitlilik politikası revize edilerek, biyoçeşitliliği dikkate alan tedarik, üretim ve taşıma yöntemlerine öncelik tanınması taahhüdü verilmiştir.
- Su stresi araştırması tamamlanmış olup yağışların azalması ve fırtına hasarlarından kaynaklanan su risklerini değerlendirmek için bir araç kullanılmaktadır.
- Şu anda Doğa ile İlgili Finansal Kamuyu Aydınlatma Görev Gücü tavsiyeleriyle kamuyu aydınlatma açıklamalarını uyumlu hale getirmeyi amaçlayan Doğa ile İlgili Finansal Kamuyu Aydınlatma Görev Gücü Forumuna katılmaktadır.
Biyoçeşitlilik gibi yeni bir etkileşim konusu ile yatırımcıların, yatırım yapılan bir şirket yatırımcı iletişimine yanıt vermezse veya belirlenen konularda yeterli ilerleme sağlamazsa atılacak en iyi adımları belirlemesi daha zor olabilir. Glass Lewis, etkileşim hedeflerinin vekâleten genel kurula katılma politikaları ile uyumlu olmasının sağlanmasına ve doğal sermaye etkileşimleri için ileriye giden yolun açılmasına yardımcı olabilir.
[1] <https://naturalcapitalforum.com/about/>
[2] <https://www.globalreporting.org/media/2bocmv0b/240729-accompanying-guide.pdf>
[3] <https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/ip_24_5009>
[4] <https://tnfd.global/engage/tnfd-adopters-list/?_sfm_institution-type=FI>
[5] <https://www.edie.net/businesses-press-uk-government-to-fast-track-tnfd-adoption-with-clear-roadmap/>
[6] <https://assets.publishing.service.gov.uk/media/66505ba9adfc6a4843fe04e5/Sustainability_Disclosure_Requirements__SDR__Implementation_Update_2024.pdf>
[7] <https://www.natureaction100.org/investor-expectations-for-companies/>; <https://www.financeforbiodiversity.org/about-the-pledge/>; <https://www.unpri.org/investment-tools/stewardship/spring#:~:text=The%20initiative’s%20objective%20is%20for,Kunming%2DMontreal%20Global%20Biodiversity%20Framework.>
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.