‘Gizlilik Anlaşmaları’ ve Güvenin Rolü

Giriş

Gizlilik anlaşmaları (non-disclosure agreements), günümüzün iş dünyasında her yerde mevcuttur ve hassas bilgileri korumak ve çeşitli işlemlerde yer alan taraflar arasında güveni artırmak için hayati araçlar olarak hizmet eder. Ancak, gizlilik anlaşmaları yasal çerçevelerinin ötesinde daha derin bir prensibi bünyesinde barındırır: ‘güven’ (trust). Bu ayrıntılı incelemede, gizlilik anlaşmaları ile güven arasındaki temel ilişki irdelenerek bu anlaşmaların işbirliğini nasıl kolaylaştırdığı, gizli bilgileri nasıl koruduğu ve iş ilişkilerinde güveni nasıl beslediği incelenmektedir.

1. Gizlilik Anlaşmalarını Anlamak

Gizlilik anlaşmaları ile güven arasındaki bağlantıyı derinlemesine incelemeden önce, bu anlaşmaların amacını ve mekanizmasını anlamak önemlidir. Gizlilik anlaşması, iki veya daha fazla taraf arasında, aralarında paylaşılan gizli bilgilerin ana hatlarını çizen ve bu bilgilerin izinsiz olarak üçüncü taraflara ifşa edilmesini yasaklayan yasal bir sözleşmedir. Yaygın olarak iş görüşmelerinde, ortaklıklarda, iş sözleşmelerinde, birleşme ve devralmalarda kullanılan gizlilik anlaşmaları; özel bilgilerin, ticari sırların, fikri mülkiyetin ve diğer hassas verilerin korunmasına hizmet eder.

2. Gizlilik Anlaşmalarında Güvenin Rolü

Gizlilik anlaşması özünde, ilgili taraflar arasındaki karşılıklı anlayışı ve güven beklentisini yansıtır. Bir gizlilik anlaşmasına girerek, taraflardan her biri hassas bilgileri paylaşma isteğini gösterirken, diğer tarafın gizliliği korumasına güvenir. Bu örtülü güven (implicit trust), işle alakalı çeşitli çabalarda etkili işbirliğinin ve elbirliğinin (collaboration and cooperation) de temelini oluşturur. Gizlilik anlaşmalarının doğası gereği güven ile bağlantılı olduğu aşağıdaki yollar göz önünde bulundurulmalıdır:

  • Gizlilik güvencesi (confidentiality assurance): Gizlilik anlaşmaları, tarafların gizli bilgileri yetkisiz ifşa edilmeye karşı korunacağını bilerek güven ile paylaşabilmeleri için resmi bir çerçeve sağlar. Bu güvence taraflar arasındaki güveni artırır ve açık iletişimi teşvik eder.
  • Fikri mülkiyetin korunması (protection of intellectual property): İşletmeler için fikri mülkiyetin korunması, rekabet üstünlüğünü sürdürmek açısından çok önemlidir. Gizlilik anlaşmaları, ticari sırlar, buluşlar ve yenilikler gibi özel bilgilerin gizli kalmasını ve kötüye kullanıma veya yetkisiz kullanıma karşı korunmasını sağlayarak güven oluşturmaya yardımcı olur.
  • Stratejik ortaklıklar oluşturulması (building strategic partnerships): Ortak girişimler, stratejik ittifaklar veya teknoloji ortaklıkları gibi işbirlikçi girişimlerde gizlilik anlaşmaları, tarafların karşılıklı başarı için gerekli olan hassas bilgileri paylaşmalarına olanak tanır. Her bir taraf, gizlilik anlaşmasının şartlarını yerine getirerek dürüstlük ve güvenilirlik sergileyerek aralarındaki güveni ve uyumu güçlendirir.
  • Çalışan ilişkileri (employee relations): Gizlilik anlaşmaları, özel bilgileri korumak ve çalışanların hassas şirket verilerini rakiplere veya kamuya ifşa etmesini önlemek için iş sözleşmelerinde yaygın olarak kullanılır. Çalışanlar, gizlilik anlaşmasında belirtilen gizlilik yükümlülüklerine saygı göstererek, işverene karşı güvenilirliklerini ve bağlılıklarını göstermiş olurlar.
  • Yatırımcı güveni (investor confidence): Yatırım arayan yeni kurulan şirketler ve gelişmekte olan işletmeler için gizlilik anlaşmaları, potansiyel yatırımcılar arasında itimat ve güven (confidence and trust) oluşturmada çok önemli bir rol oynayabilir. Girişimciler, gizli bilgileri koruma konusunda kararlılık göstererek fikri mülkiyet riskleri ile ilgili endişeleri hafifletebilir ve yatırımcıların güvenini artırabilir.

3. Gizlilik Anlaşması Uyumu Yoluyla Güvenin Korunması

Gizlilik anlaşmaları güven için bir çerçeve oluştururken, güveni sürdürmek yalnızca bir sözleşme imzalamaktan fazlasını gerektirir; sözleşmede belirtilen şartlara ve yükümlülüklere titizlikle uymayı gerektirir. Her iki taraf da gizlilik yükümlülüklerini yerine getirmeli, hassas bilgilerin işlenmesinde takdir yetkisini kullanmalı ve izinsiz ifşayı önlemek için yeterli önlemleri uygulamalıdır.

Ayrıca şeffaflık ve iletişim, gizlilik anlaşması ilişkilerinde güven oluşturmanın temel bileşenleridir. Taraflar gizlilik ile ilgili beklentilerini açıkça tartışmalı, gizlilik anlaşması koşullarındaki belirsizlikleri açıklamalı ve ortaya çıkabilecek ihlalleri veya endişeleri derhal ele almalıdır.

Sonuç

Gizlilik anlaşmaları yasal belgelerden daha fazlasıdır; iş ilişkilerinde temel güven ilkesini somutlaştırırlar. Gizlilik konusunda net beklentiler oluşturarak ve güven ve dürüstlük ortamını teşvik ederek, gizlilik anlaşmaları işbirliğini kolaylaştırır, hassas bilgileri korur ve işletmelerin ve ortaklıkların uzun vadeli başarısına katkıda bulunur. Günümüzün birbirine bağlı ve rekabetçi iş ortamında, gizlilik anlaşmaları yoluyla güveni beslemek, sürdürülebilir ve karşılıklı fayda sağlayan ilişkiler kurmak için çok önemlidir.

Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.