‘Uluslararası Hukuk ve Küresel Sağlık Hukukunun Parçalanması’ Üzerine: Dünya Sağlık Örgütü Pandemi Anlaşması’nın Hükümetlerarası Müzakere Organı 13. Müzakere Turu Öncesinde Bir Yorum

Giriş

Dünya Sağlık Örgütü Hükümetlerarası Müzakere Organı Bürosu’nun[1] [Bureau of the World Health Organization Intergovernmental Negotiating Body], 78. Dünya Sağlık Asamblesi’ne[2] [World Health Assembly] Pandemi Önleme, Hazırlık ve Müdahale Pandemi Anlaşması[3] [Pandemic Agreement on Pandemic Prevention, Preparedness and Response] için müzakerelerin sonuçlarını sunmadan önce, bir dizi iç içe geçmiş zorlayıcı soruya cevap vermesi gerekiyor. İkincisi 19-27 Mayıs 2025 tarihleri arasında planlanıyor. 78. Dünya Sağlık Asamblesi’nden önce bunları tartışmak için son fırsat, 7-11 Nisan 2025 tarihlerinde yapılacak 13. Hükümetlerarası Müzakere Organı toplantısı olacaktır.

Konuyla ilgili sorular şunlardır.

Pandemi Anlaşması, genel olarak uluslararası hukukun ve özellikle küresel sağlık hukukunun zaten parçalanmış çerçevesini nasıl etkileyecektir? Pandemi Anlaşması’nda (Mart 2025’in başından itibaren) parçalanma nasıl ele alınmaktadır? Pandemi Anlaşması ile küresel sağlık hukuku ve ötesinde diğer uluslararası araçlar arasındaki ilişkiler nasıl olacaktır? Bu ilişkiler mezkûr Anlaşma kapsamında nasıl düzenlenecektir?

Önemli ve usule ilişkin sorunlar arasında bir sınırda olan bu konu, sıklıkla Hükümetlerarası Müzakere Organı tartışmasının dışında bırakılmıştır. Bu ihmalin nedenleri belirsizdir. Muhtemelen söz konusu Anlaşmaya Ekler ve Protokollerin varlığı ve statüsüyle ilgili başlangıçtaki belirsizlikten veya 2005 tarihli Uluslararası Sağlık Tüzüğü’nün[4] [International Health Regulations] güncel müzakere sürecinden kaynaklanmış olabilir. Ancak, bu aşamada herhangi bir açıklama tamamen varsayımsaldır.

Ontolojik Çeşitlilikte Birlik: Uluslararası Hukuk, Küresel Sağlık Hukuku ve Pandemi Anlaşması

Yukarıdaki soruları yanıtlamak için, iç içe geçmiş üç olgudan önceden bahsedilmesi gerekir:

(i) Uluslararası hukukun parçalanması [fragmentation of international law];

(ii) Küresel sağlık hukukunun parçalı doğası [fragmented nature of global health law];

(iii) Dünya Sağlık Örgütü’nün tekdüzelik oluşturma işlevi [uniformity-making function of the World Health Organization].

Uluslararası hukuktaki parçalanma olgusu, hukuk tartışmasında kesinlikle yeni bir olgu değildir. Uluslararası Hukuk Komisyonu’nun [International Law Commission] çalışma grubunun yaklaşık yirmi yıl önce yayınladığı öncü raporun[5] da kanıtladığı gibi, uluslararası hukuk 19. yüzyılın ikinci yarısında kapsamında çarpıcı bir artış yaşamıştır. Uluslararası hukuk, diplomatların dili olmaktan çıkıp, “ticaret, insan hakları, bilimsel ve teknolojik işbirliği”ni [trade, human rights, scientific and technological cooperation] de içerecek şekilde genişlemiş ve “bugün herhangi bir uluslararası yasal düzenlemeye tabi olmayacak bir toplumsal faaliyet alanı hayal etmek zor” olmuştur. Ticaret, insan hakları, bilimsel ve teknolojik işbirliği yasaları, diğerlerinin yanı sıra, ontolojik çeşitlilikte birleşmişken, parçalanmış bir süreçte, hem bağlayıcı hem de bağlayıcı olmayan yasal araçların güçlü bir yamasının geliştirilmesine özerk bir şekilde katkıda bulunmuştur[6]. Bu araçların her biri küresel sağlık düzenlemesini etkilemiştir.

Küresel sağlık hukuku, sonuç olarak ve tanımı gereği, küresel sağlığı yapılandıran bir dizi yasal çerçevedir. Bu nedenle, küresel sağlık hukukunun uluslararası hukukun parçalı doğasının pratik gösterimini bir dereceye kadar kapsayıp kapsamadığı tartışılabilir. Ancak, bu soru mevcut katkının kapsamının ötesine geçer. Yine de, küresel sağlık hukuku, Dünya Sağlık Örgütü’nün niceliksel olarak zayıf normatif üretiminin salt perspektifinden analiz edilirse, kısmen uluslararası toplum tarafından yapılan ilk sağlık merkezli müzakere çabalarının parçalanmaması (birleştirme anlamında okunmalıdır) yönünde bir adım olarak görülebilir[7]. Dünya Sağlık Örgütü, 1948 yılındaki kuruluşundan bu yana, Örgütün yetkisi dâhilindeki herhangi bir konuyla ilgili olarak antlaşmalar, düzenlemeler veya öneriler müzakere etmek için anayasal bir yetkiye sahiptir (Dünya Sağlık Örgütü Tüzüğü’nün[8] 19, 21 ve 23. maddeleri). Bu dönüm noktasından önce, bulaşıcı hastalıklara karşı uluslararası mücadele, çok taraflı müzakerelere başlamak için yeknesak teşviki temsil ediyordu. Bu bağlamda Dünya Sağlık Örgütü, küresel nüfusu mümkün olan en yüksek sağlık düzeyine ulaştırmayı amaçlayan her türlü müzakere çabasını konu bakımından bir araya getirmeyi amaçlayan bir uyum/tekdüzelik oluşturma kurumu olarak çalışmaktadır.

Birleştirmek ve Bölmemek: Anlaşmanın Son Taslağı

Sağlık hakkıyla ilgili norm ve standartlara «netlik ve kesinlik»[9] getirebilecek bir Küresel Sağlık Çerçeve Sözleşmesi[10] [Framework Convention on Global Health] fikri on yıldan daha öncesine dayanmaktadır. O zamanki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon böyle bir belgenin oluşturulmasını desteklemiş ve «küresel sağlık konusunda gelecekteki bir Birleşmiş Milletler çerçeve sözleşmesi» için ortamın hazırlanması çağrısında bulunmuştur. Tartışmalı bir şekilde, Pandemi Önleme, Hazırlık ve Müdahale merkezli yetkisi altındaki Hükümetlerarası Müzakere Organı, günümüzde parçalanmış bir uluslararası hukuk senaryosu içinde küresel sağlık hukukunun parçalanmış unsurlarını birleştirmek için mükemmel bir formül bulmaya çalışırken, Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel sağlık yönetiminde uyum temel vizyonunu da desteklemektedir: Birleştirmek ve bölmemek.

Nasıl yapılır? Dünya Sağlık Örgütü hukukunun “birleştirici yetkisi” [unifying mandate] altındaki Pandemi Anlaşması, netlik ve kesinlik odaklı bir Küresel Sağlık Çerçeve Sözleşmesi’nin [Framework Convention on Global Health] hedeflerini gerçekleştirecek mi? Nasıl konumlandırılacak ve benimsenmesinin parçalanmış uluslararası ve küresel sağlık hukuku senaryosu üzerinde ne gibi sonuçları olacaktır?

Bu arka plana karşı, Pandemi Anlaşması’nın son taslağının birçok hükmü (en azından 1, 9, 11, 12. maddelerde) Mart 2025’in başındaki haliyle, en az beş uluslararası bağlayıcı ve bağlayıcı olmayan anlaşmayla doğrudan etkileşim halindedir: Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, Genetik Kaynaklara Erişime İlişkin Nagoya Protokolü, 2005 tarihli Uluslararası Sağlık Tüzüğü, Pandemi Grip Hazırlık Çerçevesi ve Dünya Ticaret Örgütü’nün Fikri Mülkiyet Haklarının Ticaretle İlgili Yönlerine İlişkin Anlaşması[11] [United Nations Convention on Biological Diversity, Nagoya Protocol on Access to Genetic Resources, International Health Regulations, Pandemic Influenza Preparedness Framework, and World Trade Organization Agreement on Trade-Related Aspects of Intellectual Property Rights].

İlginçtir ki, Pandemi Anlaşması’nın ilk taslağı, Pandemi Anlaşması ile diğer uluslararası araçlar arasındaki etkileşimi düzenlemeye ayrılmış herhangi bir çatışma maddesi içermiyordu[12]. Yukarıda belirtildiği gibi, bu ihmalin nedeni, en azından bu makalenin Yazarı açısından belirsizdir. Sorun ancak daha sonra ortaya çıkmıştır[13]. Dünya Sağlık Örgütü Hükümetlerarası Müzakere Organı Bürosu şu anda Anlaşmanın «Diğer uluslararası anlaşmalar ve belgelerle ilişkiler» başlıklı 26. maddesinin nihai sürümü üzerinde çalışmaktadır[14].

Bir yandan, Madde 26, Tarafların Dünya Sağlık Örgütü Pandemi Anlaşması ve 2005 tarihli Uluslararası Sağlık Tüzüğü’nün «ve diğer ilgili uluslararası anlaşmalar» ve «yasal araçların» «uyumlu olacak şekilde» yorumlanması gerektiğini kabul ettiklerini belirtmektedir. «ve diğer ilgili uluslararası anlaşmalar» sözcükleri, «ilk yakınsamanın sağlandığı metine» karşılık gelen sarı renkle vurgulanmıştır. «ve yasal araçlar» sözcükleri mavi renkte olup, «Büro teklifi» anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, bu önemli ifade hala yüksek derecede belirsizlik taşımaktadır. Hükümlerin geri kalanı, «ilk anlaşmaya varıldığı yer» anlamına gelen yeşil renkle vurgulanmıştır. Öte yandan, Madde 26, genel olarak Dünya Sağlık Örgütü Pandemi Anlaşması’nın yorumlanması ve uygulanmasının Birleşmiş Milletler Şartı [United Nations Charter] ve Dünya Sağlık Örgütü Tüzüğü marifetiyle yönlendirilmesi gerektiğini öngörmektedir. Son olarak, maddede «Dünya Sağlık Örgütü Pandemi Anlaşması hükümleri, herhangi bir Tarafın diğer uluslararası anlaşmalardan ve yasal araçlardan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini etkilemeyecektir» denmektedir.

Yeni metin, Kasım sürümünden[15] hafif bir sapma gibi görünen şeyi yansıtmaktadır. Gerçekten de, ikincisi, «[]Dünya Sağlık Örgütü Pandemi Anlaşması hükümleri, Taraf olduğu diğer mevcut yasal olarak bağlayıcı uluslararası belgeler kapsamındaki herhangi bir Tarafın haklarını ve yükümlülüklerini etkilemeyecektir, ancak bu hak ve yükümlülüklerin kullanımı bu belgenin amacıyla uyumlu olmalıdır» ifadesini belirtmiştir. Maddenin son sürümünde, Pandemi Anlaşması’nın amacıyla uyuma yapılan atıf, Anlaşma ile diğer uluslararası anlaşmalar ve yasal belgeler arasında daha genel bir uyum ve etkilenmeme maddesiyle değiştirilmiştir.

Önceki satırlarda kısaca belirtildiği gibi, Pandemi Anlaşması’nın “çok disiplinli doğası” [multidisciplinary nature], yukarıda belirtilen Uluslararası Hukuk Komisyonu raporundan[16] alıntı yapmak gerekirse, «her biri durumun oluştuğu olguları kapsayan» iki (veya daha fazla) normun eş zamanlı geçerliliğinin açık bir örneği olma potansiyeline sahiptir.

Bu bağlamda, Hükümetlerarası Müzakere Organı, “hem geçerli hem de uygulanabilir iki norm uyumsuz kararlara işaret ettiğinde, […] bunlar arasında bir seçim yapılması gerektiğine” göre, çatışma ilişkisine odaklanan bir yaklaşımdan farklı bir bakış açısına geçmiş gibi görünmektedir. İkinci olarak, uyum varsayımını gerektirir gibi görünmektedir. Bir yandan, bu varsayım, “bir normun diğerinin yorumlanmasına yardımcı olduğu […]” ve “her iki normun birlikte uygulandığı” bir yorum ilişkisine işaret etmektedir. Beri yandan, aynı varsayım, “birkaç norm tek bir konuyla ilgili olduğunda, mümkün olduğunca tek bir uyumlu yükümlülükler kümesini ortaya çıkaracak şekilde yorumlanmaları gerektiğine” göre uyumlaştırma ilkesine işaret ediyor gibi görünmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü, Pandemi Anlaşması ile Uluslararası Sağlık Tüzüğü, Pandemi Anlaşması ile Ekleri ve Protokolleri ve özellikle Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi arasındaki ilişkiye “etkileşimli diyaloglar”[17] [interactive dialogues] sırasında dikkat çekmiştir. Ancak, şimdi yeni anlaşmanın diğer sınırlayıcı “uluslararası anlaşmalar ve yasal araçlar” [international agreements and legal instruments] üzerindeki etkisine ilişkin tutarlı bir tartışma yapılması gerekmektedir. Hükümetlerarası Müzakere Organı sürecinin kum saatinin içindeki kum tükenmekte olup müzakereciler mümkün olduğunca açık ve özellikli olması gereken[18] ileriye dönük bir çatışma maddesi ortaya koymak zorundadır. Amaç, Dünya Sağlık Örgütü’nün tekdüzelik öncülüğündeki normatif yetkileri marifetiyle yönlendirilen, uluslararası (küresel sağlık) yasal çerçevesini kolaylaştırmaya katkıda bulunacak ve onu daha da karmaşıklaştırmayacak sürdürülebilir ve tutarlı bir Pandemi Önleme, Hazırlık ve Müdahale çerçevesi inşa edebilecek bir maddeye sahip olmaktır.

[1]<https://inb.who.int/>.

[2]<https://sdg.iisd.org/events/78th-world-health-assembly/>.

[3]Konuyla ilgili gelişim süreci için bkz. <https://health.ec.europa.eu/internationalcooperation/global-health/international-agreement-pandemic-prevention-preparedness-and-response_en>.

[4]<https://apps.who.int/gb/ebwha/pdf_files/WHA77/A77_R17-en.pdf>.

[5]<https://legal.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_l702.pdf>.

[6]<https://www.elgaronline.com/view/journals/jghl/1/1/article-p1.xml>.

[7]<https://www.elgaronline.com/view/journals/jghl/1/2/article-p149.xml>.

[8]<https://apps.who.int/gb/bd/pdf_files/BD_49th-en.pdf>.

[9]<https://scholarship.law.georgetown.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=2301&context=facpub>.

[10]<https://fcghalliance.org/>.

[11]<https://www.cbd.int/doc/legal/cbd-en.pdf>; <https://www.cbd.int/abs/doc/protocol/nagoya-protocol-en.pdf>; <https://apps.who.int/gb/ebwha/pdf_files/WHA77/A77_R17-en.pdf>; <https://apps.who.int/gb/pip/pdf_files/pandemic-influenza-preparedness-en.pdf>; <https://www.wto.org/english/docs_e/legal_e/27-trips_01_e.htm>.

[12]<https://apps.who.int/gb/inb/pdf_files/inb4/A_INB4_3-en.pdf>.

[13]<https://apps.who.int/gb/inb/pdf_files/inb9/A_inb9_3-en.pdf>; <https://apps.who.int/gb/inb/pdf_files/inb9/A_inb9_3Rev1-en.pdf>; <https://apps.who.int/gb/ebwha/pdf_files/WHA77/A77_9-en.pdf>.

[14]<https://www.keionline.org/wp-content/uploads/Proposal_for_WHO_Pandemic_Agreement_E-Onscreen-21-February.docx>.

[15]<https://healthpolicy-watch.news/wp-content/uploads/2024/11/INB12-Proposal-for-WHO-Pandemic-Agreement-14-November-at-20_00-CET.pdf>.

[16]<https://legal.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_l702.pdf>.

[17]<https://inb.who.int/home/interactive-dialogues>.

[18]<https://legal.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_l702.pdf>.

Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.