Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Aralık 2023’te, 78/230 sayılı Karar onaylandı[1] ve bu kararla vergi sorunlarında uluslararası işbirliğine yönelik bir çerçeve sözleşmesinin görev tanımının taslağını hazırlamak üzere tüm Birleşmiş Milletler üye devletlerini kapsayan özel bir komite için yetki verildi. Bu benzeri görülmemiş karar, Küresel Güney’in, özellikle de Afrika Birliği’nin önderlik ettiği oy çokluğuyla onaylanmıştır. Uluslararası vergilendirmeyi Birleşmiş Milletler’in siyasi gündemine taşımak için daha önce birçok girişimde bulunulmuştu; bunların en önemlileri ise 2004 yılında José Antonio Ocampo liderliğindeki ile 2015 yılında Addis Ababa toplantılarıydı.
Anılan Kararın nihayet 2023 yılında onaylanması tesadüf değildir. Bu önemli olay, vergi dünyasında ilk zamanlardan beri olağan olduğu gibi, küresel düzeyde hissedilen ve Küresel Güney’de farklı etkiler yaratan bir kriz ile tetiklenmiştir. Tıpkı Magna Carta’nın 1215 yılında işçi sınıfı tarafından derinden hissedilen bir krizle tetiklenmesi ve Matrah Aşındırma ve Kâr Transferi (base erosion and profit shifting-BEPS) projesinin 2008 tarihli finans krizi ve bunun en büyük (G20) ekonomiler üzerinde yarattığı etkiyle tetiklenmesi gibi, 78/230 sayılı Karar da, Kovid-19 salgını sonrasında birçok ülkenin toparlanmasını durduran küresel finans krizi ile tetiklenmiştir. Küresel Güney üzerindeki farklı etki, özellikle de iklim değişikliği, savaşlar, salgın ve eşitsizlikler gibi küresel zorluklara yatırım yapmanın zorunluluğu şu anda inkâr edilemezken, borç batağındaki bölgelerin siyasi dikkatini uluslararası vergi kurallarına ve bu alanın getirdiği finansman fırsatlarına çevirmiştir.
Pek çok kişinin çok taraflılık ve uluslararası işbirliği krizinden bahsettiği bir dönemde, 78/230 sayılı Kararın onaylanmasında bölgesel işbirliğinin ve bunun ardından geçici komitenin çalışmalarının oynadığı rolün altı çizilmelidir. Afrika Birliği, Afrika Vergi İdaresi Forumu (African Tax Administration Forum-ATAF) ve sivil toplum, tek bir Afrika ülkesinin söz konusu Karara karşı oy kullanmadığı sağlam bir ittifakta bir araya geldiler. Daha az kapsamlı olsa da benzer ancak aynı derecede dikkate değer bir sonuç, Latin Amerika ve Karayipler’de Vergilendirme Platformunun oylamadan yalnızca birkaç ay önce kurulduğu Latin Amerika’da da elde edilmişti. Bu bölgesel liderlik, Mısır’ın başkan, Kolombiya’nın ise raportör rolünü üstlendiği Geçici Komite sürecini yürütmeye devam etmektedir. Daha da ilginç olanı, Latin Amerika ve Karayipler’de Vergi İşbirliği Platformu, Afrika Birliği ve Güney Merkezi [the Platform for Tax Cooperation in Latin America and the Caribbean-PTLAC, the African Union, and the South Centre], uluslararası vergi politikası konularında sık sık bölgeler arası diyaloglar kurmuştur ki; bu, son altı ayda Birleşmiş Milletler süreci, yasa dışı finansal fon akışları ve uluslararası taşımacılığın vergilendirilmesine ilişkin dörtten fazla ortak web seminerinin kanıtladığı bir gerçektir.
Bu güçlendirilmiş bölgesel işbirliğinin sonucunun, Birleşmiş Milletler’de benzeri görülmemiş bir ilerleme elde edilmesinde etkili olduğu kanıtlanmıştır ve gelecekte uluslararası vergi yönetişimi manzarasında daha fazla değişiklik yaratması muhtemeldir. Pek çok kişinin şüpheci yaklaşımına rağmen, vergi alanındaki bölgesel işbirliği bize hareketlilik/mobilite, dijitalleşme, iş varlıklarının ve fonksiyonlarının yerelleştirilmesi ve küresel iş entegrasyonunun getirdiği küresel vergi zorluklarının üstesinden gelebilen yegâne kişiler çok taraflı çözümler konusunda yeni umutlar vermiştir. Özellikle vergilendirme haklarının tahsisinin varlıkların, işlevlerin ve risklerin yerelleştirilmesini gerektirdiği bir dünyada, teknoloji tamamen maddi olmayan bir değer zincirine doğru bu kadar hızlı ilerlerken, bu özelliklerin mevcut kurallar üzerinde yarattığı zorlukları tek taraflı olarak çözmeye çalışmak aslında sonuçsuzdur. Aynı durum, hareket kabiliyeti çoğu zaman ülkelerin gelirlerinin ve servetlerinin büyük bir kısmını vergilendirmesini engelleyen yüksek net değere sahip ve ultra yüksek net değere sahip bireyler için de geçerlidir.
Zorluklar öyledir ki, standartları yeni iş yapma biçimlerine uyarlama girişimimizde, orta gelirli ve gelişmekte olan ülkeler için bile yönetimi zor ve maliyetli hale gelen bir karmaşıklık düzeyine ulaştık. Ancak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen 78/230 sayılı Karar ile oluşturulan yeni bölgesel ve bölgeler arası işbirliklerinin yarattığı yeni alanlar, yalnızca küresel vergi zorluklarını daha basit bir şekilde ele almakla kalmayıp, aynı zamanda iklim değişikliği gibi en acil küresel finansman sorunlarına da çözüm bulabilen, modern standartlara sahip yeni bir uluslararası vergi mimarisi ortaya çıkarabilir. Küresel harcamalar için küresel düzeyde bazı gelirlerin artırılmasına yönelik mekanizmalar oluşturmak, yalnızca hareketlilik, dijitalleşme ve vergi haklarının dünya çapındaki yetki alanlarına tahsis edilmesindeki zorlukların ortaya çıkardığı sorunları çözmekle kalmayacak ve aynı zamanda küresel ortak mallara harcama yapmak için bir fon yaratma fırsatı da getirebilir ki; bu da örneğin yeni bir salgına karşı aşı dağıtmak veya küresel ısınmanın etkilerini hafifletmek gibi tek taraflı eylemlerin eksikliklerini giderebilir.
Bunun yakında gerçeğe dönüşme olasılığı, yalnızca gelişmiş, gelişmekte olan ve düşük gelirli ülkeler arasında değil, aynı zamanda uluslararası vergi mimarisini oluşturan farklı kuruluşlar arasında da gerçek anlamda işbirliği yapabilme becerimize bağlıdır. Gelişmiş ülkeleri gelişmekte olan ülkelere, OECD’yi[2] de Birleşmiş Milletler’e karşı kışkırtan medya söylemi aslında hem ülkeler hem de vergi mükellefleri için bir hedef olan küresel basit ve adil uluslararası vergi standartlarına ulaşma ihtimaline zarar vermektedir. En zengin bireylerin vergilendirilmesine ilişkin BEPS 3.0 olarak adlandırılan G20’den gelebilecek olası talimat, OECD’nin teknik uzmanlığının, Birleşmiş Milletler’deki Vergi Konularında Geçici İşbirliği Komitesi (Ad-Hoc Committee for Cooperation in Tax Matters) tarafından şekillendirilen daha kapsayıcı karar alma süreciyle buluştuğu gerçek bir işbirliği için mükemmel bir pilot olabilir. Aslında bizim umudumuz G20’nin dünyanın en yüksek bireysel gelir ve servetin vergilendirilmesinde karşılaştığı sorunları araştırmak ve tahsilatı ülkeler için verimli, vergi mükellefleri için uyumu kolaylaştıracak basit çözümler getirmek üzere OECD ve Birleşmiş Milletler’e dönük ortak bir bildiri yayınlamasıdır.
Daha basit ve daha adil uluslararası vergi standartları ideali, ancak ülkelerin güncelliğini kaybetmiş kurallara olan tarihsel bağlılıklarından vazgeçmeye istekli olmaları ve hem kurumsal hem de bireysel alanlarda, en yüksek gelir ve servet istihsal edenlerden kaynak toplamanın yeni yollarını işbirliği içinde keşfetmeye yetecek kadar esnek ve açık olmaları durumunda gerçekleştirilebilir. Birleşmiş Milletler süreci, ele geçirildiği takdirde hareketli, maddi olmayan modern dünyanın zorluklarına çözüm bulmak için gereken vergi mimarisini ortaya çıkarabilecek bir reform penceresi açmıştır.
[1] <https://documents.un.org/doc/undoc/gen/n23/431/97/pdf/n2343197.pdf?token=LMYelRSRlIvQHVBLKv&fe=true>
[2] OECD: [Organisation for Economic Co-operation and Development; Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü]
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.