Sürdürülebilir Vergi Yönetişimi: Paylaşılan Bir Sorumluluk

  1. Sürdürülebilirlik, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve ESG

Sürdürülebilirlik, birçok çevresel ve sosyal zorlukla karşı karşıya olan bir dünyada oldukça tartışılan bir konudur. Ülkeler (hükümetler) sürdürülebilirliği ve sürdürülebilir kalkınmayı teşvik eder, fakat bu kavramlar kapsayıcı kavramlar gibi görünmektedir. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri[1] (Sustainable Development Goals) bu konuda tutunacak bir şeyler verir. Sürdürülebilirlik, 17 Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefinde detaylandırılmıştır. Bu 17 hedefin her biri, toplamda 169 olmak üzere bir dizi özellikli hedefe göre daha da detaylandırılmıştır. Bu nedenle kamu yönetişimi sürdürülebilir kalkınmaya yönelik olmalıdır.

Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmada yer alan tek taraf ülkeler midir? Kesinlikle hayır. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefinde[2] belirtilen hedeflere yönelik (uluslararası) işbirliği ve ortaklıklar olmadan gerçekleştirilemez. Gerçekten de ülkeler, toplumun ve iş dünyasının yardımı olmadan bu hedeflere ulaşamaz. Şirketlerin çevre, toplum ve sayısız insanın günlük yaşamları üzerinde büyük etkisi vardır. Sürdürülebilir kalkınma bu nedenle hükümetler ve iş dünyası arasında ortak bir sorumluluktur.

Şirketler sürdürülebilirliği kurumsal yönetişime dâhil etmelidir. Bu, yönetim ve gözetimin yanı sıra hesap verebilirlik ve şeffaflığı da kapsamakta; geniş bir paydaş grubuna karşı hesap verebilir olmak giderek daha önemli hale gelmektedir. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri yerine çoğunlukla çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (environmental, social and governance-ESG) faktörleri kullanılmakta (Pollman 2022[3]); özellikle (kurumsal) yatırımcılar ESG raporlamasına odaklanmaktadır. Ancak raporlama kuralları, örneğin kamuyu aydınlatma kuralları gibi stratejik uyumu davet edebilir ve bu da etiği göz ardı edebilir.

Benim düşünceme göre, ‘doğru olanı yapma’ (do the right thing) taahhüdü olarak anlaşılan kurumsal sosyal sorumluluk (corporate social responsibility) kavramı burada faydalı olabilir. Kurumsal sosyal sorumluluk şirketleri, yasalara (katı bir biçimde) uymanın ötesine geçmeye yönelik gönüllü yükümlülük kapsamında topluma (ve çevreye) karşı etik bir sorumluluğu gönüllü olarak kabul ederler.

  1. Vergi: Sürdürülebilirliğe Yönelik İşbirlikçi Adımların Temeli

2.1. Sürdürülebilir kamu vergi yönetişimi

Peki, ya vergilendirme? Ne yazık ki, geniş anlamda sürdürülebilir kalkınma için vergilendirmenin önemi sıklıkla göz ardı edilir, ancak bunlar açıkça birbiriyle bağlantılıdır. Vergi açıkça hükümetlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmasını sağlar (Pirlot 2020[4]). Vergilendirme bütçe, gelirin yeniden dağıtımı ve düzenleyici (veya araçsal) işlevler olmak üzere üç işlevi taşıdığından, sürdürülebilir kalkınmayı geliştirmek için vergiler üç farklı şekilde kullanılabilir (Gribnau 2019, s.107-113; Lawton 2024)[5]. Vergilendirme, devlete her türlü kamusal mal ve hizmet için ödenecek gelirleri sağlar ve gelir ve servetin yeniden dağıtımının önemli bir yoludur. Son olarak vergilendirme, yurttaşları devletin arzu ettiği şekilde hareket etmeye teşvik etmek ve (finansal olarak) diğer davranış türlerini caydırmak için giderek daha fazla kullanılır.

Dolayısıyla vergiler, yoksulluğu azaltmayı (Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi-1) veya sağlık sistemini (Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi-3) veya eğitim sistemini (Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi-4) iyileştirmeyi amaçlayan politikaları finanse etmek için kullanılabilir. Yeniden dağıtım işlevi, gelir ve servet eşitsizlikleriyle mücadele etmek için kullanılabilir (Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi-10). Son olarak, vergiler düzenleyici bir araç, yani temiz enerjiye (Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi-7) ve iklim dostu teknolojilere (Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi-13) erişimi özendiren vergi teşvikleri olarak işlev görebilir. Engelleyici unsurlar aynı zamanda düzenleyici seçeneklerdir, örneğin çevre vergileri ve şeker vergileri IBFD[6] (Antón & Öner 2023[7]).

Ancak vergi mevzuatının sürdürülebilirliği teşvik etmek amacıyla kullanılması dikkatle değerlendirilmelidir. Öncelikle, sürdürülebilir kamu vergi yönetişimi, hukukun üstünlüğü ilkesine saygı gösterilmesini gerektirir ki; bu da 16. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefinin (“barış, adalet ve güçlü kurumlar”) 16.3. “hukukun üstünlüğünü teşvik etme” (promote the rule of law) hedefine çok iyi uyum sağlar. Ayrıca yönetişim, politika tutarlılığının sağlanmasını gerektirir (Rendahl and Nordblom 2020, s.400[8]). Pek çok çevresel ve toplumsal sorun, yalnızca birden fazla sektörün çeşitli yollarla etkileşime girmesi ve muhtemelen birden fazla etki yaratmasıyla çözülebilir.

2.2. Sürdürülebilir kurumlar vergisi yönetişimi

İş dünyasının da üzerine düşeni yapması gerekir. Şirketler (corporate citizens) tarafından yapılan vergi ödemeleri, hükümetlerin sürdürülebilir kalkınmayı sağlama kapasitesini artırır. Dolayısıyla, adil bir vergi payının ödenmesi, sürdürülebilir kalkınma için ortak sorumluluğun bir göstergesidir. Bu nedenle verginin sürdürülebilirliğe yönelik kurumsal yönetişime entegre edilmesi gerekmektedir. Ancak, güçlü bir ESG gündemine sahip çokuluslu şirketler sıklıkla hâlâ agresif vergi planlamasıyla meşgul oluyor. (Kurumsal) vergi mükelleflerinin agresif vergi planlaması ve vergi kaçakçılığı, ülkelerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşma kapasitesini azaltır ve vergi yükünü toplumun diğer kesimlerine aktarır. Dolayısıyla vergi bağlantısı kesilmiş görünüyor.

Vergi kurumsal yönetişime entegre edilmelidir. Bir şirketin yönetişim sistemi, sürdürülebilirliğe yönelik ortak sorumluluğu yansıtmalıdır. Bir şirketin amacı, onun yönetimini belirler (Mayer 2018[9]). Kurumsal yönetişimin önemli bir bileşeni hesap verebilirlik ve paydaşlara karşı şeffaflığın ön koşuludur. Kurumsal sürdürülebilirlik, kurumsal sosyal sorumluluğun belirlediği rotayı takip edebilir. Kurumsal sosyal sorumluluğun ‘yasalara uymanın ötesine geçme’ (beyond compliance with the law) yönündeki etik yükümlülüğü, kurumsal yönetişimin önemli bir etik boyutunu bünyesinde barındırır (Carroll 1991[10]).

Bu nedenle vergilendirme, (kurumsal) vergi mükelleflerinin, sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmak için topluma karşı kendi sorumluluklarının yanı sıra, sürdürülebilirlik gündemini ilerletmek için devlete gelir sağlamaktan sorumlu olmaları anlamında özeldir. Bu nedenle kurumlar vergisi yönetişimi kuruluşun amacını, değerini ve ilkelerini yansıtmalıdır. Ayrıca, paydaşlara hesap verebilmek için kamunun vergi şeffaflığı desteklenmelidir. Buradan sürdürülebilir verginin yönetim kurulunun sorumluluğunda olduğu sonucu çıkmaktadır.

Vergilendirmenin kurumsal sürdürülebilirlik gündemine entegrasyonu, özerk bir rol oynadığı anlamına gelir: Brüt düşük performans, örneğin ESG çerçevesinin diğer sütunlarındaki mükemmel performansla geçiştirilemez. Bu nedenle kurumsal sosyal sorumluluk aynı zamanda kurumsal (vergi) sürdürülebilirlik yönetişimini de bilgilendirmelidir. Şirketlerin vergi sisteminin bütünlüğüne ilişkin ortak sorumluluğu, yasalara (katı) uymanın ötesine geçmeye yönelik etik yükümlülüğün, adil bir vergi payı ödeme ve proaktif olarak şeffaf olma yükümlülüğü olarak görülmesini gerektirir.

Dolayısıyla iyi kurumsal vergi yönetişimi, sürdürülebilirliğe yönelik (yasal uyumun ötesinde) etik kurumsal sosyal sorumluluk boyutunu içeren vergi değer ve ilkelerini, paydaşlara karşı şeffaflık ve sorumluluk atfetme önkoşulu ile hesap verebilirliği gerektirir. Sürdürülebilir kurumlar vergisi yönetişimine yönelik pratik bir kıyaslama sağlamak amacıyla bu bileşenlerin daha ayrıntılı olarak detaylandırılması gerekmektedir. Kurumsal yatırımcılar ve ESG derecelendirme kuruluşları gibi ESG alanındaki güçlü aktörlerin bu konuda aktif rol oynaması gerekir.

  1. Sonuç: Silahlar ve Güller

Vergi, sürdürülebilirliğe yönelik işbirlikçi adımların temelidir ve bu nedenle hem kamusal hem de kurumsal sürdürülebilirlik gündemlerine entegre edilmelidir. Vergilendirme açıkça Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmaya hizmet edebilir ancak dikkatli kullanılmalıdır. Vergi evrensel bir çare değildir. Sürdürülebilir kamu vergi yönetişimi bir dengeleme eylemidir.

Güçlü aktörler olarak şirketler aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmanın sorumluluğunu da taşır. Sürdürülebilir kalkınma ancak hükümetler ve diğer aktörlerle işbirliği yapılarak sağlanabileceği için bu müşterek bir sorumluluktur. Sürdürülebilirlik kurumsal (vergi) yönetişimi kurumsal sosyal sorumluluk üzerine inşa edilmelidir. Şirketlerin topluma karşı yükümlülükleri, sürdürülebilir bir vergi sistemi sağlama konusunda hükümetin sorumluluğunu paylaşmalarını gerektirir. Bu nedenle, (katı) uyumun ötesine geçmeyi gerektiren etik kurumsal sosyal sorumluluk yükümlülüğü, adil bir vergi payı ödeme ve proaktif olarak şeffaf olma yükümlülüğüne dönüşmektedir.

Bununla birlikte, vergiyi ESG çerçevesine entegre etmek için gereken zihniyet değişikliği ve şirketlerin maddi vergi performansının doğru bir şekilde analiz edilmesini sağlamak için ayrıntılı vergi verileri sağlayan bir (saydamlık) ölçütünün tasarlanması önemli zorluklardır.

Şimdi bir uyarıyla bitireyim: ESG sadece ‘ay ışığı ve güllerden’ (moonlight and roses) ibaret değildir. Politikacıların ve hükümetlerin şirketlerin ‘ESG gündemini’ desteklediği (devam ettiği) apaçık ortada değildir[11]. Üstelik bazı Amerika Birleşik Devletleri çokuluslu şirketleri kamu vergi şeffaflığına direnmektedir (Sarfo 2022[12]). Bununla birlikte, ESG’nin yalnızca bir maliyet merkezi değil, şirketler için değer yaratma kaynağı da olabileceğine dair giderek artan kanıtlar mevcuttur (The Economist 2022[13]). Ayrıca sürdürülebilirlik birçok gence bir amaç duygusu verir. Bu nedenle iyimserliğe yer vardır.

[1] <https://sdgs.un.org/>.

[2] <https://sdgs.un.org/goals/goal17>.

[3] <https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=4219857>.

[4] <https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=3467544>.

[5] <https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=3604256>; <https://www.unsw.edu.au/content/dam/pdfs/business/acct-audit-tax/research-reports/ejournal-of-tax-research/2024-12-ejournal-tax-research-v22-n3/2024-12-eJTR-the-functions-of-taxation-v22-n3.pdf>.

[6] IBFD: International Bureau of Fiscal Documentation (Uluslararası Mali Dokümantasyon Bürosu).

[7] <https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=4719290>.

[8] <https://www.researchgate.net/publication/380009870_Chapter_17_Identifying_Challenges_for_Sustainable_Tax_Policy>.

[9] <https://global.oup.com/academic/product/prosperity-9780198824008?q=Mayer,%20Prosperity:%20Better%20Business%20Makes%20the%20Greater%20Good.&cc=nl&lang=en>.

[10] <https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/000768139190005G>.

[11] <https://www.ft.com/content/f4b5aced-388d-4442-bf0c-3c1a30c29289>.

[12] <https://www.taxnotes.com/featured-analysis/amazons-tribulations-and-future-tax-transparency/2022/05/27/7dj8k>.

[13] <https://impact.economist.com/projects/profiles-of-progress/article/sustainability-is-about-value-creation-as-much-as-it-is-about-resilience/?utm_source=PaidSocial&utm_medium=LinkedIn&utm_campaign=Kyndryl&utm_content=Article3>.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.