“Yapay Zekaları Ayarlama Enstitüsü” ile Algoritmik Adalet Mümkün mü?

Algoritmik Adalet” isimli blog yazımı (yazı) okuyan okurlarımızdan çeşitli geri bildirimler aldım. Bir avukat meslektaşım Kayseri’den arayarak gerçekleştirmeyi planladıkları bir Yapay Zeka Konferansına “Algoritmik Adalet” konusunda konuşmacı olarak katılmamı istedi. Hukukçu olmayan bilişimci bir okurumuzun yazıya ilişkin yorumu tarafıma iletildi. Bu gelişmeler bu kavram üzerinde daha çok durmam gerektiğini gösterdi. Bu nedenle bu konuda yazmaya devam edeceğim.

Algoritmik Adalet” isimli yazımı hazırlarken yapay zekadan yararlandığımı açıkça belirtmiştim. Bundaki amacım; yapay zekanın algoritmik adalet konusundaki yaklaşımını görmek, göstermek ve bu yaklaşıma tarihi bir kayıt oluşturmak içindi.

Şimdi bu yaklaşımı devam ettirerek; yapay zekanın yazıya ilişkin yorumu ile gerçek insan zekasının (gerçek zeka) yorumunu karşılaştıracak ve şahsi yorumumu ortaya koyacağım.

Yapay zekanın yazıya ilişkin yorumu özetle şu şekilde: yazı, yapay zeka teknolojilerinin adil, tarafsız ve şeffaf bir şekilde tasarlanmasını, geliştirilmesini ve uygulanmasını savunuyor ve ayrıca algoritmik adalet sorunları konusunda daha fazla kamu bilinci çağrısında bulunuyor. (yazı Yapay Zeka destekli hazırlandığı için bu yorumu Yapay Zekanın yorumu olarak değerlendiriyorum.)

Gerçek zekanın yazıya ilişkin yorumu özetle şu şekilde: yazı, oldukça kapsayıcı bir öngörü veriyor. Yazıdaki yapay zekadan kaçınmak yerine içinde olarak, öğrenip öğreterek ve şeffaflaştırarak yapay zekadan daha fazla yararlanırız görüşü çok değerli.

Yapay zeka ile gerçek zekanın algoritmik adalet yazısına ilişkin yorumlarının değerlendirdiğimizde; yapay zekanın yorumunda “kamu bilinci çağrısı” öne çıkarken gerçek zekanın yorumunda “yapay zekadan kaçınmak yerine içinde olmak” yaklaşımı öne çıkıyor. Kısacası algoritmik adaletinin mümkün olabilmesi için yapay zeka: kamunun bu konuda bilinçlenmesi gerektiğini, gerçek zeka da insanların yapay zekanın oluşum sürecine aktif olarak katılması gerektiğini söylüyor.

Buradan çıkardığım sonuç: algoritmik adaletin sağlanabilmesi için kamunun yapay zekanın vereceği kararların oluşumuna ve alınan kararın kendisine müdahale edebilmesi gerektiğidir. Ayrıca yapay zekanın adalet yönünden belirli bir denetime tabi tutulması da kaçınılmaz gözüküyor. Böylece gerek algoritmanın temel aldığı veri setlerinin gerekse algoritmanın vereceği kararların adil olup olmadığını kamu adına denetleyecek özel veya resmi kuruluşların kurulması gerektiği sonucuna varıyorum.

Tam da burada Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” romanını hatırlatmakta fayda var. Romanın içeriğine burada girmeyeceğim. Ancak romanın yazıldığı dönem ve içeriğindeki eskiden yeniye geçişteki kırılmanın bugünkü yapay zekaya geçiş ile yaşadığımız kırılmanın benzerliğini görmek gerekiyor. Tanpınar nasıl ki bir saatleri ayarlama enstitüsü hayal etti. Bizlerin de artık bir “Yapay zekaları ayarlama enstitüsü”nü hayal etmemiz, ancak Tanpınar’dan farklı olarak hayal ettiğimiz bu enstitüyü gerçekten inşa etmemiz gerekiyor. Bu enstitünün görevini yerine getirebilmesi için de en önce yapay zekaya ilişkin olarak temelleri sağlam atılmış yasal ve etik çerçevelerin oluşturulması gerekiyor.

Adalet hukukçuların alanında bir kavram ise de, algoritmalar ve yapay zeka bilişimcilerin alanına giriyor. Bu nedenle hukukçuların yapay zeka ve algoritmalar konusunda, bilişimcilerin de adalet konusunda bilinçlenmesi ve hukukçularla bilişimcilerin ortak çalışması zorunlu gözüküyor.

“Yapay zekaları ayarlama enstitüsü” hukukçularda ve bilişimcilerde bir farkındalık yaratma amacıyla gerçek zekamın bir önerisi olarak ortaya çıkıyor.

Yapay zekanın böyle bir kurumun denetimine yaklaşımını gelecek blog yazımda ele alacağım.

1969 yılında Karşıyaka'da doğdu.
1987 yılında İzmir Çınarlı Teknik Lisesi Elektrik bölümünden ve 1993 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi´nden mezun oldu.
İstanbul Barosu Mevzuatı Araştırma ve Geliştirme Komisyonu Başkan Yardımcılığı görevine uzun yıllar devam etti. İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi´nin (AHM) kurucu üyeliği ve uzun süre merkez yönetim kurulu üyeliğinde bulundu.2022 – 2023 yılları arasında İstanbul Barosu AHM Sözcüsü oldu.
İstanbul Barosu Sağlık Komisyonu üyeliğinde de bulunan Çakmakcı, İstanbul Barosu “Avukat Hakları” ve “CMK” Eğitim sertifikalarına sahiptir.
Lebib Yalkın Yayınlarında Vergi ve Ticaret Hukuku Mevzuat Uzmanı ve Mükellefin Dergisi Yazı İşleri Müdür Yardımcısı olarak çalıştıktan sonra. Türkiye İş Bankası Hukuk İşleri Müdürlüğünde uzun süre Avukatlık yapan Çakmakcı aynı zamanda Türkiye İş Bankası Eğitim Müdürlüğünde orta ve üst düzey yöneticilere “Hukuk Eğitmeni” olarak hukuk dersleri verdi.
Halen Kadıköy´de İstanbul Barosuna kayıtlı olarak serbest avukatlık yapmaktadır.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosunda Uzlaştırmacı olarak görev yapmıştır. Sakarya Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi "Uzlaştırmacı Eğiticiliği Eğitimi" sertifikasına sahiptir.
Türkiye Barolar Birliği "Arama Konferansı" Moderatörlük Eğitimini tamamlamıştır.
Türkiye Barolar Birliği Avukat Hakları Merkezi Genel Sekreterliği görevini yürütmüştür. Antalya Barosu, Mersin Barosu ve Hatay Barosu'nda Avukatlık Hukuku üzerine seminerler vermiştir. Seminerleri TBB Televizyonunda yayınlanmıştır. "Avukat Hakları" isimli TBB AHM iç eğitim yayınını hazırlamıştır.
Türkiye Bankalar Birliği Eğitim Merkezinde “Hukuk Eğitmeni” olarak dersler vermiş olup Ankara Barosu “Yapay Zeka Hukuku Merkezi” Danışma Kurulu üyesidir.
İstanbul Barosu Genel Kurulunda 2018-2020 ve 2022 – 2024 dönemi “Türkiye Barolar Birliği İstanbul Delegesi” seçilmiştir.
Kuruluşunda ve bazı dönemlerinde İstanbul Barosu “Baro Meclisi” üyesi olmuştur.
Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubunun iki dönem Yürütme Kurulu üyeliği görevini yürütmüştür
İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi önceki Sözcüsü, Kat Mülkiyeti Hukuku Komisyonu, Banka ve Finans Hukuku Komisyonu ve Bilişim Hukuku Komisyonu üyeliklerinde bulunmuştur.
Arabuluculukta Taraf Avukatları Grubunun (ATAG) kurucularından olup arabuluculuk ve avukat ilişkileri konusunda söyleşiler düzenlemiş ve kampanyalar yürütmüştür.
Taşınmaz ve Kira Hukuku Grubu Dergisi Yayın Kurulu üyesidir.
Legal Yayıncılık A.Ş. Legal Kitabevi A.Ş. ve Arnavutluk'ta Legal Publishing Shpk'nin kurucu ortağı ve yönetim kurulu üyesidir.
Türkiye'nin en kapsamlı hukuk veri tabanı olan "Legal Online Veri Tabanı" nın kurucularından ve sürdürücülerindendir.
Halen YÖK - TÜBİTAK ULAKBİM'e kayıtlı hakemli olan İstanbul’da yayınlanan 10 akademik hukuk dergisinin ve Tiran'da Arnavutça / İngilizce yayınlanan Revista Akademike Legal isimli hukuk dergisinin “Sorumlu Yazı İşleri Müdürü” dür.
Hukuki makaleleri çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmıştır. Yayınlanmış hukuk kitapları ve mevzuat derlemeleri bulunmaktadır.
Modern Hukuk Akademisinin Başkanlığını ve Hukuk Eğitmenliği görevini yürütmüştür. Modern Hukuk Akademisi olarak "Sağlık ve Hukuk Gündemi" ve "Hukuk Söyleşileri" başlıklı söyleşileri hukukçu ve doktorların katılımı ile gerçekleştirmiş ve söyleşileri sosyal medya üzerinden online yayınlamıştır.
Kadıköyü Bilim Kültür ve Sanat Dostları Derneğinin (KBKSDD) üyesidir. KBKSDD faaliyetleri çerçevesinde Moda sahilinin çevre yolu ile yok edilmesine ve yeşil alanların betonlaşmasına karşı faaliyetler yürütmüştür.
Kamu Yararını Savunma Derneği (KYSD) Başkanlığı görevini yürütmüştür. KYSD faaliyetleri çerçevesinde, çevre, kadın ve avukat haklarına yönelik çalışmalar yürütmüştür.
Modanın Renkleri Müzik Korosunda “Korist” olan Çakmakcı, Türkçe / İngilizce yayınlanan “Makam Müzik Dergisi” isimli Türk Müziği Dergisinin Sorumlu Yazı İşleri Müdürüdür.
Yemek Kitapları editörü olup editörlüğünü yaptığı iki ayrı yemek kitabı ile Gourmand Cookbooks Awards tarafından iki kez “Dünyanın En İyi Yemek Kitapları Editörü” ödülüne layık görülmüştür.