1. Düzenleyici Rejimler
Avrupa Birliği’nin (AB) Yapay Zekâ Yasası (Artificial Intelligence Act) ve Birleşik Krallık’ın Lordlar Kamarası’ndaki yapay zekâ yasa tasarısı (artificial intelligence bill), kendi yargı bölgelerinde yapay zekâyı (artificial intelligence) düzenlemeyi amaçlayan iki önemli yasama çabasını temsil etmektedir. Her iki çerçeve de yenilikçiliği teşvik ederken etik yapay zekâ geliştirme ve kullanımını sağlamayı amaçlamakta, ancak düzenleyici yaklaşımları ve etkileri bakımından önemli ölçüde farklılık göstermektedir.
Nisan 2021’de tasarı olarak önerilen AB’nin Yapay Zekâ Yasası, yapay zekâ sistemlerini risk seviyelerine göre kategorilere ayıran kapsamlı bir düzenleyici çerçevedir: kabul edilemez risk, yüksek risk ve düşük veya asgari risk (unacceptable risk, high risk, and low or minimal risk). Anılan Yasa, hükümetler tarafından sosyal puanlama gibi temel haklar ve güvenlik için kabul edilemez bir risk oluşturduğu düşünülen yapay zekâ uygulamalarını yasaklamakta ve yüksek riskli yapay zekâ sistemlerine katı koşullar getirmektedir. Bu koşullar arasında sıkı risk yönetimi, sağlam veri yönetimi, şeffaflık zorunlulukları ve insan denetimine ilişkin hükümler yer almaktadır. Uygunsuzluk, bir şirketin küresel yıllık cirosunun %6’sına (yüzde 6) kadar varan önemli para cezalarına yol açabilir ki; bu, kapsamlı korumalar sağlamayı amaçlayan Avrupa Birliği’nin katı düzenleyici felsefesini yansıtmaktadır.
Buna karşılık, Birleşik Krallık’ın yapay zekâ yasa tasarısı daha esnek, ilkelere dayalı bir yaklaşım (principles-based approach) benimsiyor. Etik standartların sürdürülmesini sağlarken inovasyonu teşvik ederek Birleşik Krallık’ı küresel bir yapay zekâ lideri olarak kurmayı amaçlıyor. Bu yasa tasarısı, AB’nin Yapay Zekâ Yasası’ndan daha az kısıtlayıcı olup; hızlı teknolojik gelişmelere uyum sağlamayı vurgular. Ayrıntılı kurallar uygulamaktan ziyade, kılavuzlar ve denetim sunmak için ulusal bir yapay zekâ etik komitesi oluşturulmasını öneriyor. Bu yaklaşım, işletmelere yenilik yapma konusunda daha fazla hareket alanı sağlayarak Avrupa Birliği’nin çerçevesine kıyasla düzenleyici yükü azaltır.
2. Bir veya Her İki Yargı Bölgesinde Faaliyet Gösteren İşletmeler Üzerindeki Etki
Avrupa Birliği’nde faaliyet göstermeyi planlayan işletmeler, Yapay Zekâ Yasası’nın katı koşulları nedeniyle önemli düzenleyici zorluklarla karşı karşıyadır. Şirketler, özellikle yapay zekâ sistemleri yüksek riskli olarak sınıflandırılıyorsa, yasal uyuma büyük yatırımlar yapmalıdır. Bu, kapsamlı risk yönetim sistemleri uygulamayı, titiz veri yönetimi uygulamalarını sürdürmeyi, şeffaflığı sağlamayı ve insan gözetim mekanizmaları kurmayı içermektedir. Yasal uyumun maliyeti önemli olabilir ve özellikle daha küçük firmalar ve yeni kurulan şirketler için giriş engelleri yaratabilir. Ancak, Yapay Zekâ Yasası’na uymak, bir şirketin Avrupa Birliği içindeki itibarını ve pazarlanabilirliğini de artırabilir ve yüksek güvenlik ve etik standartlarına bağlılık sinyali verebilir.
Birleşik Krallık’ta ise yapay zekâ yasa tasarısı kapsamında faaliyet göstermek, daha düşük yasal uyum maliyetleri ve düzenleyici engellerle daha iş dostu bir ortam sunar. İlkelere dayalı yaklaşım, yapay zekâ teknolojilerinin daha çevik bir şekilde geliştirilmesine ve dağıtılmasına olanak tanır. İşletmeler, operasyonlarını ulusal yapay zekâ etik komitesi tarafından sağlanan etik yönergeler ile uyumlu hale getirmeye odaklanabilir ve yapay zekâ uygulamalarında esneklik sağlayabilir. Ancak, Birleşik Krallık’ın yaklaşımının daha az kuralcı doğası, yasal uyum standartları ile ilgili belirsizliklere yol açabilir ve işletmelerin gelişen yönergelere karşı uyanık ve uyumlu olmasını gerektirebilir.
Hem Avrupa Birliği’nde hem de Birleşik Krallık’ta faaliyet göstermeyi hedefleyen işletmeler ise, farklı düzenleyici ortamlarda gezinmek için stratejik bir yaklaşım geliştirmelidir. Çifte yasal uyum stratejisi esastır. Bu, Birleşik Krallık’ın ilkelere dayalı yaklaşımıyla uyumlu olacak şekilde esnek, etik yapay zekâ uygulamalarını benimserken Avrupa Birliği’nin katı koşullarını karşılamak için kapsamlı yasal uyum programları oluşturmayı içerir.
Temel stratejiler şunlardır:
- Yasal uyum altyapısına yatırım yapmak (invest in compliance infrastructure): Sağlam risk yönetim sistemleri geliştirmek, ayrıntılı dokümantasyon tutmak ve AB’nin Yapay Zekâ Yasası’na uymak için şeffaflık ve insan denetimi sağlamak gerekir ki; bu, özel bir yasal uyum ekibi kurmayı veya harici uzmanlık aramayı içerebilir.
- Düzenleyici kurumlar ile iletişim kurmak (engage with regulatory bodies): Hem AB düzenleyici otoriteleriyle hem de Birleşik Krallık’ın ulusal yapay zekâ etik komitesiyle proaktif bir şekilde iletişim kurulmalıdır ki; bu, işletmelerin düzenleyici gelişmelerden haberdar olmasını ve uygulamalarını buna göre uyarlayabilmesini sağlar.
- Düzenleyici değişiklikleri izlemek (monitor regulatory changes): Her iki yargı alanındaki düzenleyici değişiklikler sürekli olarak izlenmelidir. Gelişen düzenlemelerin farkında olmak, işletmelerin [mevzuat açısından] uyumlu kalmasına ve stratejilerini derhal ayarlamasına yardımcı olur.
- Sektör işbirliğinden yararlanmak (leverage industry collaboration): Düzenleyici ortamı etkilemek için sektör gruplarına ve düzenleyici danışmanlıklara katılmak gerekir. Emsaller ile işbirliği, yasal uyumu etkili bir şekilde yönetmek için kavrayış ve kolektif stratejiler sağlayabilir.
- Esnek politikalar geliştirmek (develop flexible policies): Düzenleyici koşullar/yükümlülükler geliştikçe ayarlanabilen esnek iç politikalar uygulanmalıdır ki; bu, işletmelerin önemli kesintiler olmadan yeni düzenlemelere hızla uyum sağlamasını temin eder.
İşletmeler bu stratejileri benimseyerek, her iki yapay zekâ düzenleme rejiminin etkisini etkili bir şekilde yönetmek, yasal uyumu garanti altına almak, yeniliği teşvik etmek ve her iki pazarda da rekabet avantajını sürdürmek için kendilerini en iyi şekilde konumlandırabilirler.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.