Giriş
Yapay zekâ (artificial intelligence), verileri benzeri görülmemiş hızlarda işleme ve analiz etme yeteneğiyle endüstrileri dönüştürerek çeşitli sektörlerde önemli adımlar atmıştır. Hukuk mesleği de bir istisna değildir. Yapay zekâ sözleşme incelemelerine yardımcı olmaktan hukuki araştırmalara kadar, değerli bir araç olduğunu kanıtlamıştır. Ancak, yapay zekânın insan avukatların yerini tamamen alacağı fikri hâlâ gerçeklikten uzaktır. İşte nedenleri:
1. Olumlu Yönleri: Hukuki Uygulamada Yapay Zekâ
Yapay zekâ, hukuk alanında sayısız verimlilik getirmiş olup yapay zekânın olumlu etki yarattığı bazı temel alanlar şunlardır:
- Sözleşme incelemeleri (contract reviews): Yapay zekâ araçları, sözleşmeleri müşteri oyun kitaplarına göre hızla inceleyerek anlaşmaların önceden tanımlanmış standartlara uymasını sağlayabilir. Bu süreç, avukatların rutin belge kontrollerine harcadıkları zamanı önemli ölçüde azaltır ve daha karmaşık görevlere odaklanmalarını sağlar. Örneğin, yapay zekâ tercih edilen üsluptan sapan maddeleri işaretleyebilir, potansiyel riskleri vurgulayabilir ve alternatif ifadeler önererek sözleşme inceleme sürecini hızlandırabilir.
- Hukuki araştırma (legal research): Yapay zekâ destekli araştırma araçları, dava hukuku, tüzük ve yönetmeliklerin geniş veri tabanlarını tarayarak avukatlara manuel olarak harcayacakları sürenin çok daha azında ilgili bilgileri sağlayabilir. Bu yetenek, hukuki araştırmanın hızını ve doğruluğunu artırarak avukatların daha güçlü davalar oluşturmasına olanak tanır. ROSS Intelligence ve LexisNexis gibi araçlar, hukuki sorguları anlamak ve yanıtlamak için doğal dil işlemeyi kullanır ve araştırmayı daha sezgisel ve verimli hale getirir.
- Belge taslağı oluşturma (document drafting): Yapay zekâ, şablonlar sağlayarak ve standart maddeler önererek yasal belgelerin taslağının hazırlanmasına yardımcı olabilir. Bu işlevsellik, hukuk profesyonelleri için zamandan tasarruf sağlayan tutarlı ve hatasız belgeler oluşturmaya yardımcı olur. Örneğin, yapay zekâ gizlilik anlaşmalarının, istihdam sözleşmelerinin ve diğer rutin belgelerin oluşturulmasını otomatikleştirebilir ve yasal standartları ve müşteri gereksinimlerini karşıladıklarından emin olabilir.
- Tahmini analiz (predictive analytics): Yapay zekâ, geçmiş verileri analiz ederek hukuki davaların sonuçlarını belirli bir doğruluk derecesiyle tahmin edebilir. Bu kavrayış, avukatların daha etkili stratejiler geliştirmesine ve müvekkillere başarı olasılığı hakkında bilgilendirilmiş tavsiyeler sunmasına yardımcı olabilir. Tahmini analiz ayrıca olası sonuçlar ve maliyetler hakkında veri odaklı kavrayışlar sağlayarak uzlaşma müzakerelerine yardımcı olabilir.
2. Olumsuz Yönleri: Hukukta Yapay Zekânın Sınırlamaları
Bu gelişmelere rağmen yapay zekânın, insan avukatların yerini tam olarak almasını engelleyen bazı sınırlamaları bulunmaktadır:
- Karmaşık muhakeme ve yargılama (complex reasoning and judgement): Hukuki uygulama genellikle yapay zekânın taklit edemeyeceği karmaşık muhakeme, etik değerlendirmeler ve yargı kararları içerir. Avukatlar yasaları bağlam içinde yorumlamalı, her bir davanın ince ayrımlarını göz önünde bulundurmalı ve insan empatisini ve ahlaki muhakemeyi uygulamalıdır ki; bunlar yapay zekânın “mevcut” yeteneklerinin ötesinde görevlerdir. Örneğin, hassas bir aile hukuku davasında en iyi eylem yolunu belirlemek, yapay zekânın tam olarak kavrayamayacağı kişisel dinamikleri ve duygusal faktörleri anlamayı gerektirir.
- Müşteri ilişkileri (client relationships): Müşteri ilişkileri kurmak ve sürdürmek hukuk uygulamasının temel bir yönüdür. Müşteriler, benzersiz koşullarını ve endişelerini anlamayı içeren kişiselleştirilmiş tavsiye ve destek ararlar. Yapay zekâ, bu ilişkileri geliştirmek için gereken duygusal zekâ ve kişilerarası becerilerden yoksundur. Avukatlar genellikle sırdaş ve danışman olarak hareket ederler; bu roller duygudaşlık, güven ve kişisel etkileşim gerektirir.
- Yapılandırılmamış verilerin işlenmesi (handling unstructured data): Yapay zekâ yapılandırılmış verileri işlemede üstün olsa da, hukuki davalar genellikle tanık ifadeleri, elektronik postalar ve el yazısı notlar gibi yapılandırılmamış verileri içerir. Bu tür bilgileri yorumlamak ve analiz etmek yapay zekâ için zordur ve insan gözetimi gerektirir. Avukatlar, tamamen veri odaklı bir bakış açısından belirgin olmayabilecek faktörleri göz önünde bulundurarak bu bilgileri gözden geçirmeli ve bağlamlandırmalıdır.
- Yeni hukuki örneklere uyum sağlama (adapting to new legal precedents): Hukuk alanı sürekli olarak gelişmektedir ve düzenli olarak yeni örnekler ve yasalar oluşturulmaktadır. Avukatların bu değişikliklerle güncel kalmaları ve bunları uygun şekilde uygulamaları gerekir. Yapay zekâ sistemleri, yeni hukuki gelişmelere uyum sağlamak için sürekli güncellemeler ve eğitim gerektirir ki; bu da zaman alıcı ve kaynak yoğun bir süreç olabilir. Avukatlar, her bir davanın özelliklerine göre bu değişiklikleri dinamik olarak yorumlama ve uygulama becerisine sahiptir.
3. İnsan Dokunuşu [human touch]
Hukuk mesleği müvekkilleri savunmak, ihtiyaçlarını anlamak ve karmaşık kişilerarası dinamiklerde yol almak gibi temelde insanlar ile ilgilidir. Yapay zekâ, hukuk işinin birçok teknik yönüne yardımcı olabilirken, insan dokunuşunun yerini alamaz. Avukatlar, etkili hukuk uygulaması için olmazsa olmaz olan derin bir anlayış, etik düşünceler ve kişisel bağlantılar getirir.
Dahası, bir avukatın rolü genellikle sadece hukuki tavsiye vermenin ötesine uzanır. Avukatlar danışman, müzakereci ve savunucu olarak hizmet verirler. Anlaşmazlık çözümünde yer alırlar, stratejik tavsiyelerde bulunurlar ve hatta bazen arabulucu veya hakem olarak hareket ederler. Bu roller, yapay zekânın sağlayamayacağı bir düzeyde insan etkileşimi ve duygusal zekâ gerektirir.
4. Vaka Çalışması: Karmaşık Davalarda Avukatların Rolü
Birden fazla tarafın, karmaşık hukuki konuların ve önemli finansal risklerin olduğu karmaşık bir davayı düşünelim. Yapay zekâ, ilgili içtihatları analiz etme, ilgili bilgiler için belgeleri inceleme ve hatta olası sonuçları tahmin etme gibi birçok şekilde yardımcı olabilir. Ancak, stratejik kararlar, müzakereler ve mahkeme sunumları insan kavrayışı ve uzmanlığı gerektirir.
Bu gibi durumlarda, avukatlar her bir tarafın pozisyonunun güçlü ve zayıf yönlerini değerlendirmeli, ikna edici argümanlar geliştirmeli ve bunları hâkimlere ve jürilere ikna edici bir şekilde sunmalıdır. Yeni bilgilere ve karşıt argümanlara dinamik bir şekilde yanıt vermeleri, dava geliştikçe stratejilerini uyarlamaları gerekir. Bu görevler, yapay zekânın şu anda ulaşamayacağı düzeyde eleştirel düşünme ve uyarlanabilirlik gerektirir.
Özetle
Yapay zekâ şüphesiz hukuk mesleğini dönüştürmekte ve çeşitli görevlerde verimliliği ve doğruluğu artıran araçlar sunmaktadır. Ancak, yapay zekânın avukatları tamamen değiştireceği fikri hâlâ uzak bir ihtimaldir. Hukuki muhakemenin karmaşıklıkları, müvekkil ilişkilerinin önemi ve insan yargısı ve empatisine duyulan ihtiyaç, avukatların vazgeçilmez olmaya devam etmesini sağlamaktadır.
Şimdilik, yapay zekâ avukatlar için değerli bir müttefik olarak görülmeli, yeteneklerini artırmalı ve en iyi yaptıkları şeye -müşterilerine uzman hukuki tavsiye ve temsil sağlama- odaklanmalarını sağlamalıdır. Teknoloji gelişmeye devam ettikçe, yapay zekâ ve insan avukatlar arasındaki iş birliği muhtemelen daha da bütünsel hale gelecek ve hukuk alanında inovasyonu ve mükemmelliği teşvik edecektir.
Sonuç olarak, hukukun geleceği yapay zekânın avukatların yerini alması değil, yapay zekânın müvekkillerine daha iyi hizmet vermeleri ve daha fazla adalet elde etmeleri için onları güçlendirmesidir. Hem yapay zekânın hem de insan uzmanlığının güçlü yönlerini benimseyerek, hukuk mesleği gelişmeye devam edebilir ve modern dünyanın zorluklarıyla başa çıkabilir.
Buradan önemli çıkarımlar:
- Yapay zekâ verimliliği artırır: Yapay zekâ araçları, avukatların sözleşme incelemeleri, hukuki araştırmalar ve belge taslağı hazırlama gibi rutin görevlere harcadıkları zamanı önemli ölçüde azaltarak, hukuki çalışmaların daha karmaşık ve stratejik yönlerine odaklanmalarını sağlar.
- Tahmine dayalı analiz: Yapay zekâ, hukuki dava sonuçlarını tahmin etmek için geçmiş verileri analiz edebilir, avukatların daha etkili stratejiler geliştirmesine yardımcı olabilir ve müşterilere veri odaklı kavrayışlar sağlayabilir.
- Karmaşık insan becerileri: Yapay zekâdaki gelişmelere rağmen, karmaşık muhakeme, etik yargı ve duygusal zekâ gerektiren görevler hâlâ yapay zekânın yeteneklerinin ötesindedir ve hukuk uygulamasının temel unsurlarıdır.
- Müşteri ilişkileri: Kişiselleştirilmiş tavsiyeler ve duygusal zekâ içeren müşteri ilişkileri kurmak ve sürdürmek, yapay zekânın taklit edemeyeceği hukuki çalışmaların kritik bir parçasıdır.
- Yapılandırılmamış veri işleme: Avukatlar, tanık ifadeleri ve el yazısı notlar gibi yapılandırılmamış verileri yorumlamalı ve bağlamına oturtmalıdır ki; bu da yapay zekânın zorlandığı bir görevdir.
- Hukuki değişikliklere uyum sağlama: Hukuk alanı sürekli olarak gelişmekte ve avukatların yeni yasaları ve emsal kararları dinamik bir şekilde yorumlayıp uygulamaları gerekmektedir. Bu süreç, yapay zekâ sistemleri için sürekli güncellemeler ve eğitimler gerektirmektedir.
- İnsan dokunuşu: Hukuk mesleği temelde insanlar ile ilgilidir ve yapay zekânın sağlayamayacağı derinlikte bir anlayış, etik değerlendirmeler ve kişisel bağlantılar gerektirir.
- Yapay zekâ bir araçtır, bir avukatın yerine geçmez (artificial intelligence as a tool, not a replacement): Yapay zekâ, avukatların yerini almak yerine onların yeteneklerini artıran, müvekkillere daha iyi hizmet verilmesini ve daha etkili hukuk uygulamalarının yapılmasını sağlayan değerli bir müttefik olarak görülmelidir.
Gelecekteki iş birliği (future collaboration): Hukukun geleceği, yapay zekâ ile insan avukatlar arasında iş birliğine dayalı bir ilişkiyi, teknolojik güçlü yönleri insan uzmanlığıyla birleştirerek hukuk alanında yenilikçiliği ve mükemmelliği teşvik etmeyi içermektedir.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.