Merkez bankaları, işlevlerinin verimliliğini artırmak için ortaya çıkan teknolojilerden yararlanmada öncü olmuştur. Yeni kuşak yapay zekâ araçları, yakın zamanda yayınlanan bir Uluslararası Ödemeler Bankası (Bank for International Settlements) raporunda[1] ortaya çıktığı üzere, merkez bankaları için artık bir sonraki sınırdır. Avrupa Merkez Bankası (European Central Bank), İspanya Bankası ve Deutsche Bundesbank ile birlikte, finansal sistemdeki iklim risklerini belirlemek için bir üretken yapay zekâ aracı geliştirmiştir. Federal Rezerv Kurulu’nun bir projesi olan FinBERT, durgunluk olasılığını tahmin etmeyi amaçlamakta ve Commonwealth Bank of Australia, doğal afetlerde müşteri davranışlarını daha iyi anlamak için üretken yapay zekâyı araştırmaktadır.
Yapay zekâ, merkez bankalarının krizleri tahmin etme ve hafifletme çevikliğini önemli ölçüde güçlendirebilir. Para politikası uygulamasını ve finansal kuruluşların düzenlenmesini ve denetimini iyileştirebilir. Ancak merkez bankaları, veri yönetimi, siber güvenlik, yasal sorumluluk ve merkez bankalarının kurumsal yönetişimi (data governance, cybersecurity, legal liability, and central banks’ governance) gibi birçok bilinmezlik önlerinde olduğu için yapay zekâ yolculuklarında dikkatli ilerlemelidir. Uluslararası Para Fonu’nun (International Monetary Fund) 2021 tarihli Fintech Notunda[2], merkez bankalarının yapay zekâ araştırmalarında merkez bankalarının yönetimi, şeffaflığı ve hesap verebilirliği ile ilgili yasal zorlukları vurgulanmıştır.
1. Merkez Bankalarının Yapay Zekâ Denetimi ve Uzmanlığının Artırılması
Merkez bankalarının yapay zekâ kullanımını izlemek için kapasiteye ve araçlara ihtiyacı vardır. Merkez bankalarının yasal çerçevelerinin üç alanı dikkat gerektirir.
Öncelikle, gözetim fonksiyonunun yasal yetkisi, merkez bankasının yapay zekâ politikalarının uygulanmasının denetlenmesini de kapsayacak şekilde genişletilmelidir; örneğin bir sistem veya sağlayıcının seçimi ve yapay zekâ ile ilgili yürütme yönetim yapısının tasarımı (örneğin, baş yapay zekâ yöneticileri). İkinci olarak, karar alma organlarının bazı üyelerinin uygunluk ölçütleri arasında bilgi teknolojisi, siber risk, veri ve yapay zekâ konusunda uzmanlık yer almalıdır. Uyumsuzluk ölçütleri ve güvenlik önlemleri, özel sektörle ilgili olanlar da dâhil olmak üzere çıkar çatışmalarını azaltmalıdır. Son olarak, denetim komiteleri, risk komiteleri veya yeni kurulan ‘algoritma denetim komiteleri’ gibi dâhili gözetim yapıları, yapay zekâ kullanımını izleme ve denetleme yetkisine ve doğrudan gözetim fonksiyonuna rapor verme yükümlülüğüne sahip olmalıdır.
2. Merkez Bankalarının Yapay Zekâ Kullanımına İlişkin Şeffaflığın Artırılması
Yapay zekâ araçlarının kullanımında merkez bankalarının şeffaflığı giderek daha önemli hale geliyor.
Merkez bankalarının bir yapay zekâ sistemi veya yapay zekâ sağlayıcısı seçme kriterlerini ve nedenlerini ifşa etmesi gerekebilir. Ayrıca yapay zekâ sisteminin nasıl kullanıldığını, çıktısına ulaşmak için kullanılan yapay zekâ metodolojisini ve yapay zekâ çıktısının karar alma süreçlerini ne ölçüde etkilediğini kolayca anlaşılabilir bir şekilde açıklayabilmelidirler. Sıkı erişim hakları gibi yapay zekâ araçlarının kullanımına ilişkin herhangi bir sınırlama şeffaf bir şekilde ifşa edilmelidir. Veri önyargısını belirlemek ve azaltmak için yapay zekâ sistemlerinin düzenli denetimi yapılmalıdır. Son olarak, tüm paydaşlar tarafından erişilebilir ve kolayca anlaşılabilir şekilde tasarlanmış ‘açıklanabilir yapay zekâ’ dağıtılmaya çalışılarak yapay zekâ ‘kara kutusu’ riski azaltılmalıdır.
3. Yapay Zekâ Sorumluluğundan Vazgeçilmemesi
Kamu kuruluşları olarak merkez bankaları, iyi motive edilmiş, orantılı eylemlerde bulunmalarını gerektiren kamu hukuku ilkelerine bağlıdır. Merkez bankaları, yapay zekâ kullanımını içerenler de dâhil olmak üzere tüm kararlarından sorumlu olmalıdır. Bu yükümlülük, yapay zekâ araçlarında veya toplanan verilerde halüsinasyonlar veya veri yanlılığı gibi kusurlar ortaya çıktığında bile geçerlidir. Üç alan öne çıkmaktadır.
- Merkez bankalarının hesap verebilirliği, genel toplumun önemli bir bölümünü temsil eden kişisel veri korumasından yararlanan kişiler de dâhil olmak üzere geniş bir paydaş grubunu kapsayabilir.
- Merkez bankaları, karar alma süreçlerinde önemli yapay zekâ çıktısı kullanılsa bile sorumlu kalmaya devam edecektir. Bu nedenle, üçüncü taraf sağlayıcıların (örneğin bulut sağlayıcıları) kontrolünü ve denetimini ellerinde tutmaları gerekir; çünkü delegasyon, temel işlevleri için sorumluluktan vazgeçmez. Basel Bankacılık Denetim Komitesi tarafından ve daha yakın zamanda Avrupa Merkez Bankası’nın bulut hizmetlerinin dış kaynak kullanımına ilişkin yeni kılavuzu hakkındaki istişaresinde[3] öngörülen dış kaynaklı faaliyetlerle ilgili sorumluluklarla bir benzetme yapılabilir[4]. Merkez bankalarının ve ilgili diğer kuruluşların sorumluluğunu yorumlamanın bir başka yaklaşımı, sözleşmelere ve haksız fiil hukukuna güvenmek olabilir; ancak bunun, yargı bölgeleri içinde ve arasında yeterince geniş tabanlı sonuçlara ulaşılmasına izin verip vermeyeceği şüphelidir.
- Merkez bankaları, ilişkili riskleri izlemek ve yönetmek için uygulanan iç kontrollerden sorumlu tutulmalıdır. Örneğin, ‘döngüde insanlar’ (humans in the loop) ve manuel denetim ve aciliyet (triage) için ‘kesinti anahtarları’ (kill switches) gerektiren önlemler, yapay zekâ halüsinasyonları riskini ele almak için elzemdir. Veri önyargısıyla ilgili endişeler, örneklemeyi zorunlu kılan ve şeffaf olmayan ve güvenilmez kaynaklardan kaçınan politikalar aracılığıyla proaktif bir şekilde ele alınmalıdır.
4. Merkez Bankalarının Yapay Zekâ Yolculuğunda Hukuki Manzarada Yol Alınması
Merkez bankaları, para politikası veya denetimle ilgili işlevlerini yerine getirirken verimliliği ve etkinliği artırmak için yapay zekâ araçlarını aktif olarak araştırmaktadır. Yapay zekâ araçları, merkez bankaları için muazzam bir potansiyel taşımaktadır. Çok miktarda verinin gerçek zamanlı analizini sağlayarak daha bilgili ve güncel politika kararlarına yol açarlar. Ayrıca merkez bankaları içindeki karar alma ve risk yönetimini de geliştirebilirler.
Ancak, yapay zekâ araçlarının kullanımı merkez bankalarının yönetimi, veri gizliliği, fikri mülkiyet, siber güvenlik ve yasal sorumluluk açısından riskler ve zorluklar oluşturabilir. Merkez bankaları için etkili bir yapay zekâ yolculuğu, ‘yapay zekâ yasal kontrol noktalarının’ tamamlanmasını gerektirir: etkili bir denetim işlevi var mı? Yeterli uzmanlık var mı? Merkez bankalarının yapay zekâ ile ilgili kararları şeffaf bir şekilde açıklanıyor mu? Merkez bankaları eylemlerinden sorumlu olmaya devam ediyor mu? Merkez bankaları, yapay zekâ yolculukları için iyi donanımlı olduklarından emin olmak için yasal çerçevelerinin yeterli olup olmadığını dikkatlice değerlendirmelidir.
[1] <https://www.bis.org/publ/bisbull84.pdf>
[2] <https://www.imf.org/en/Publications/fintech-notes/Issues/2021/08/24/The-Impact-of-Fintech-on-Central-Bank-Governance-463625>
[3] <https://www.bankingsupervision.europa.eu/legalframework/publiccons/pdf/ssm.pubcon240603_draftguide.en.pdf>
[4] <https://www.bis.org/publ/joint12.pdf>
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.