Yapay Zekânın Gelişmekte Olan Ülkeler Üzerindeki İkili Etkisi

Yapay zekâ (artificial intelligence) dünyamızı dönüştürüyor ve özellikle gelişmekte olan pazarlarda ve gelişmekte olan ekonomilerde kalkınmayı yeniden şekillendirme potansiyeli devrim niteliğindedir. Ancak bu sadece yapay zekânın planlama veya tarif önerileri konusunda yardımcı olmasını sağlamakla ilgili değil; gerçek değişim, gerçek zorluklar ve muazzam fırsatlarla da ilgilidir.

Teknolojinin hayatımıza ne kadar nüfuz ettiğini bir düşünelim. Sabit telefonların dünya çapında 100 milyon kullanıcıya ulaşması 75 yıl sürmüştür. Buna karşılık cep telefonları bu kilometre taşına yalnızca 16 yılda ulaşmıştır, internet ise yalnızca 7 yılda. Apple mağazasının açılması 2 yıl sürmüş ve dikkat çekici bir şekilde ‘ChatGPT’ bu sayıya sadece iki ayda ulaşmıştır. Bu benzeri görülmemiş benimseme oranı, yalnızca yapay zekânın dönüştürücü potansiyelini vurgulamakla kalmıyor, aynı zamanda küresel bağlantı ve ekonomik sistemlerde büyük bir değişime zemin hazırlıyor.

Geleceğe Sıçrayış: Yapay Zekânın Potansiyeli

Her çocuğun bir yapay zekâ kaynağından kişisel eğitim aldığı bir sınıf, yapay zekâ teşhisleri sayesinde birinci sınıf sağlık hizmetlerine erişen uzak bir köy veya ülkelerin önceden daha iyi hazırlanabilmesini teminen taşkın tahminlerini iyileştirmek için yapay zekâ kullanan hükümetler hayal edelim. Bu bir temenni değil, bu teknolojinin dönüştürücü gücüdür.

  • Eğitim (education): Yapay zekâ destekli araçlarla, öğretmen eksikliğinden kaynaklanan kritik boşluklar kapatılabilir; dünya genelinde 58 milyon ilave öğretmene ihtiyaç duyulmaktadır. 2019 yılında, OECD ülkelerinde ortaöğretim düzeyinde ortalama öğrenci-öğretmen oranı 13 iken, düşük orta gelirli ve düşük gelirli ülkelerde 22 idi. Akıllı ders verme sistemleri ve kişiselleştirilmiş öğrenim, eğitimde eşitlik için gerekli yeniliklerdir. Uganda’da[1] yapay zekâ, kırsal topluluklarda yaşayan ve başka türlü hukuki çözüme erişemeyen vatandaşlara hayırseverlik kapsamında hukuk eğitimi ve hizmetleri sağlanmasına yardımcı olurken, Hindistan’da[2] yapay zekâ destekli kişiselleştirilmiş bir öğrenme aracı kullanan öğrenciler Hintçe ve matematikte daha yüksek puanlar almıştır.
  • Sağlık hizmetleri (healthcare): Dünya Sağlık Örgütü her 10 bin kişiye en az 45 doktor, hemşire ve ebe önermektedir. Ancak pek çok düşük gelirli ülkede bu rakamın yalnızca dörtte biri vardır. Ama teknoloji bu zorluğun üstesinden gelmeye yardımcı olabilir. Örneğin, Güney Afrika’da[3] yapay zekâ araçları teşhis ve tedavi önerilerini desteklemek için kullanılabilir, böylece doktorlara hastalarla daha fazla zaman geçirme ve bakımı iyileştirme konusunda zaman kazandırılır. Tıp uzmanlarının az olduğu bölgeler ve ülkeler için yapay zekâ yalnızca yardımcı olmakla kalmıyor; bu bir cankurtarandır.
  • Kamu hizmetleri ve finansal erişim (public services and financial inclusion): Vergi tahsilatlarının kolaylaştırılmasından sosyal transferlere ve bankacılık hizmetlerinin uzak bölgelere genişletilmesine kadar yapay zekâ, verimli yönetimin ve finansal gücün yeni omurgası olabilir. Örneğin Togo’da[4] yapay zekâ, nakit transferi programının hedeflemesini iyileştirerek fonların en çok ihtiyacı olanlara harcanmasını sağlamaya yardımcı olmuştur.
  • Üretkenliği artırma (boosting productivity): Yapay zekâ, görevleri otomatikleştirerek, süreçleri optimize ederek ve karar almaya yardımcı olarak üretkenlik artışını sağlayabilir. Yakın zamanda yapılan bir araştırmada[5], üretken yapay zekâ kullanan danışmanların ortalama %12 (yüzde 12) daha fazla görev tamamladığı ve görevleri %25 daha hızlı ikmal ettiği bildirilmektedir. 2023 yılında Erik Brynjolfsson ve ekibi[6], üretken yapay zekânın çağrı merkezi temsilcilerinin üretkenliğini %14 artırdığını, özellikle de giriş seviyesindeki düşük vasıflı çalışanlara fayda sağladığını bulmuştur.

Yapay Zekâ Madalyonun Diğer Yüzü: Farkı Genişletmenin Riskleri

Faydalarına rağmen, yapay zekâ dalgası aynı zamanda bir takım zorlukları da beraberinde getirmektedir. Yapay zekâ üretkenliğindeki kazanımlar çoğunlukla zengin ülkeler ve büyük teknoloji firmaları tarafından sağlanmakta ve bu da birkaç küresel süper star şirket yaratmaktadır. Bu da, önde gelen ülkelerin faydalardan çoğunu elde etmesi ve gelişmekte olan ülkeleri geride bırakması nedeniyle gelir açığını genişletme riski taşımaktadır. Dahası yapay zekâ, ucuz emeğe dayalı gelişmekte olan birçok ekonominin rekabet gücünü aşındırabilir.

Yapay zekâ destekli otomasyon ilerledikçe, ticaret ve yatırıma yönelik ekonomik teşvikleri azaltabilir, geleneksel ekonomik temelleri baltalayabilir ve potansiyel olarak gelir açığını daraltmaya yönelik ilerlemeyi durdurabilir. Ve bugün birçok gelişmekte olan ülkenin artan genç nüfus için yeterli kalitede iş yaratması gerekmektedir. Yapay zekânın birçok mesleği otomatikleştirmesi, geleneksel büyüme modellerini ve kalkınma stratejilerini altüst etmesi, ücret artışı ile üretkenlik arasındaki bağlantıyı bozması ve işsizliği ve eşitsizliği artırması beklenmektedir. Bu yakın tehditler dikkatli bir navigasyon gerektirir. Son 2023 Dijital İlerleme ve Eğilimler Raporu (Digital Progress and Trends Report 2023[7]) bu konuyu daha ayrıntılı olarak ele almaktadır.

Geliştirme için Yeni Bir Yapay Zekâ Başucu Kitabı Hazırlamak

Dünya Bankası bu dönüştürücü gücü sorumlu bir şekilde nasıl kullanıyor? Bu, sağlam temeller atmakla ilgilidir:

  • Dijital altyapı (digital infrastructure): Güçlü geniş bant, veri barındırma kapasitesi ve dijital yetenekler, bu dijital çağda büyümenin temellerini sağlamak için gereklidir.
  • Yerel yapay zekâ ekosistemleri (local artificial intelligence ecosystems): Yerel bilgi işlem teknolojisi endüstrisini ve yapay zekâ firmalarını geliştirmek, uluslararası teknoloji şirketleriyle ortaklıkları teşvik etmek ve yapay zekânın hükümette benimsenmesini hızlandırmak verimliliği artırabilir, talebi canlandırabilir ve toplumsal kabulü artırabilir.
  • Beceri geliştirme (skills development): Tabandan dijital okuryazarlıktan gelişmiş yapay zekâ araştırmalarına kadar, becerilerin geliştirilmesi ve yeni becerilerin okul müfredatlarına ve mesleki eğitime entegre edilmesini sağlamak çok önemlidir.
  • Sektörel stratejiler (sectoral strategies): Ülkeler, bilgi işlem teknolojisi-iş süreci dış kaynak kullanımı, turizm ve yapay zekâ tarafından artırılabilecek kişiye özel hizmetler gibi karşılaştırmalı avantajlar için yeni alanlar oluşturabilir.
  • Yapay zekâ korumaları (artificial intelligence safeguards): Büyük verinin ve yapay zekânın ortaya çıkışı, önemli gizlilik endişelerini artırmış, yeni algoritmik önyargı riskleri yaratmış, siber güvenlik açıklarını ve yanlış bilgileri artırmıştır. Etik standartlar ve sosyal değerlerle uyum yoluyla yapay zekânın sorumlu kullanımını sağlayan yönetişim çerçevelerinin geliştirilmesi hayati önem taşımaktadır.

Bu alanda Dünya Bankası Taahhüdü savunuculuğun ötesine geçiyor; yapay zekâyı ve dijital dönüşümü aktif olarak finanse ediyor ve kolaylaştırıyor. Finansman, araştırma, kapasite geliştirme ve politika tavsiyeleri yoluyla, yapay zekâ destekli kapsayıcı bir geleceğin yolunu açıyor. Uluslararası ortaklarla işbirliği yapmak ve sorumlu yapay zekâ gelişimi konusunda küresel diyaloğu teşvik etmek Dünya Bankası gündeminin anahtarıdır.

Yapay zekâ devriminin riskleri yüksek olup sınırlar arası işbirliğini zorunlu kılmaktadır. Hiçbir ülke bu karmaşık zorlukların üstesinden tek başına gelemez. Gelişmekte olan ülkeler proaktif politikalar ve uluslararası destekle yapay zekânın gidişatını şekillendirebilir ve faydalarını en üst düzeye çıkarabilir, ancak bu dönüştürücü fırsatı hemen değerlendirmeleri gerekmektedir.

[1] <https://www.weforum.org/agenda/2024/01/responsible-technology-ai-initiative/>

[2] <https://www.povertyactionlab.org/sites/default/files/2019.11.07-JPAL-Mindspark-BWEducation.pdf>

[3] <https://www.bcg.com/publications/2023/south-africa-and-artificial-intelligence>

[4] <https://openknowledge.worldbank.org/entities/publication/f84e1162-5129-4a1a-a104-83d5fe04668b>

[5] <https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=4573321>

[6] <https://www.nber.org/papers/w31161>

[7] <https://openknowledge.worldbank.org/server/api/core/bitstreams/9040dbbb-8594-4083-a399-24592313f907/content>

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.