Birleşik Krallık’ta 04 Temmuz 2024 tarihinde yapılacak erken seçimler yaklaşmakta olup vergi politikası tartışmanın önemli bir parçasıdır. Birleşik Krallık son yıllarda, kurumlar vergisi oranı ve yatırım maliyetini kurtarma (capital cost recovery[1]) hükümleri konusunda istikrarsız politika gelişmeleri yaşamıştır ki; bu nedenle, mevcut tam gider politikasının[2] neden sürdürülmeye ve genişletilmeye değer olduğunu anlamak önemlidir.
Yatırım indirimi (capital allowance[3]), bir işletmenin vergi yasası yoluyla gelirinden düşebileceği sermaye yatırım maliyeti tutarıdır. İşletmelerin yatırım harcamalarını gerçek anlamda tamamen düşürmelerine izin verilmediğinde, işletmeler ekipman ve makine gibi şeylere daha az yatırım yaparlar, bu da işçi verimliliğini ve ücretleri düşürür. İşletmelerin sermaye yatırımlarını, ya tam giderleştirme ya da nötr maliyet kurtarma yoluyla, gerçek anlamda tamamen azaltmalarına izin verilmelidir. Bunun yerine amortisman[4] programları, genellikle bir varlığın ekonomik ömründen türetilen bir varlığın ömrünü belirtir ve bir varlığın silinmesi gereken yıl sayısını belirler.
2020 ve 2021 yıllarında dünya çapında birçok devlet, Kovid-19 salgınına yanıt olarak yatırım indirimlerini artırmıştır. Bu politikaların geçerliliği başka yerlerde sona ererken ve kritik yatırımları tehlikeye atarken, Birleşik Krallık merkezi politika iyileştirmelerini kalıcı hale getirmiştir.
Birleşik Krallık Tam Gider Yöntemine Nasıl Geçti?
Birleşik Krallık, Nisan 2021’den Mart 2023’ün sonuna kadar, Birleşik Krallık’taki işletmelerin tesis ve ekipman maliyetlerinin yüzde 130’unu vergiye tabi gelirlerinden düşmelerine olanak tanıyan bir süper kesintiyi[5] yürürlüğe koymuştur. Bu politikanın amacı, önceki yüzde 19’luk kurumlar vergisi oranından, Nisan 2023’ten bu yana yürürlükte olan mevcut yüzde 25’lik orana geçişte işletme yatırımlarına yardımcı olmaktır. Bu, kurumlar vergisi oranında süper indirim ile eşleşen yüzde 130’luk bir artış anlamına gelmektedir. Birleşik Krallık buna ek olarak, endüstriyel binalar için amortismanı 2019 yılında kalıcı olarak yeniden yüzde 2 olarak uygulamaya koymuş ve bu oranı 2020’de yüzde 3’e çıkarmıştır. Nisan 2011 ila Ekim 2018 arasında işletmelerin herhangi bir bina veya yapı türü için yatırım maliyetini matrahtan düşürmesine izin verilmemiştir.
2023 Bahar Bütçesi, süper kesintiyi tam gider esasıyla değiştirerek Birleşik Krallık’ın tesis ve ekipman indirimini yüzde 130’luk bir kesintiden yüzde 100’lük bir kesintiye doğru kaydırmıştır. Geçici politika, sermaye indirimleri, efektif vergi oranları ve genel işletme yatırım teşvikleri üzerinde büyük bir etki yaratmaktadır.
Bahar Bütçesi ayrıca, tam gidere uygun olmayan belirli “bütünleşik özellikler” ve “uzun ömürlü öğelere” yüzde 50’lik bir ilk yıl indirimi sağlamıştır. Ayrıca, tüzel kişiliği olmayan işletmeler ve ortaklıkların çoğu da dâhil olmak üzere tüm işletmeler için 1 milyon pounda kadar tesis ve makine yatırımları için ilk yılda yüzde 100 indirim sağlayan Yıllık Yatırım İndirimi (Annual Investment Allowance[6]) vergi yasasının kalıcı bir özelliği haline getirilmiştir.
Kalıcı Tam Gider Yönteminin Etkisi
2023 Sonbahar Bildirgesi[7], tam gider esasını (ve yüzde 50 ilk yıl ödeneğini) vergi yasasının kalıcı bir özelliği haline getirerek politikanın 2026 yılında sona ermesini önlemiştir.
Kalıcı tam gider olmasaydı, Birleşik Krallık, tesis ve ekipman için yüzde 100’lük bir vergi kesintisinden (net bugünkü değer açısından) yüzde 75,8’lik bir kesintiye geçerek yüzde 18’lik azalan bakiye indirimine geri dönecekti ki; bu oran mevcut OECD[8] ortalaması olan yüzde 85,6’nın çok altındaydı. Bu, 2024 yılında, OECD’nin en az rekabetçi yatırım maliyeti kurtarma hükümlerinden biri olacak ve Birleşik Krallık’ı makine işleyişinde Estonya ve Letonya ile birincilikten 38 üye ülke arasında 32’nci sıraya, genel varlık işleyişinde ise 14’üncü sıradan 29’uncu sıraya taşıyacaktır.
Vergi Vakfı ve Politika Çalışmaları Merkezi tarafından yapılan model simülasyonları, kalıcı tam gider yönteminin, 2021 öncesi yasaya dönüşe göre uzun vadede gayrisafi yurtiçi hâsılayı (GSYH) yüzde 0,9, yatırımları yüzde 1,5 ve ücretleri yüzde 0,8 artırdığını tahmin etmektedir[9].
Bütçe Sorumluluğu Ofisi’nin (Office of Budget Responsibility) de belirttiği[10] gibi, hükmün geçici olarak bırakılması, Birleşik Krallık’taki yıllık yatırımların 2026 yılına kadar ortalama 6 milyar pound artmasına ve ardından taban çizgisinin altına düşmesine neden olacaktır. İşletmelerin geçici politikaya tepkisi, büyük ölçüde yatırımların zaman içinde kaydırılmasından kaynaklanacak, uzun vadeli sermaye stoku ve GSYH büyük ölçüde değişmeden kalacaktı.
Aynı zamanda, tam giderin gelir maliyetleri, uygulamaya konulmasından itibaren ilk yıllara önden yüklenir, çünkü bu, mevcut kesintileri yalnızca bir kez zaman içinde ileri kaydırır, böylece işletmelerin kullanabileceği kesintileri ve sonraki yıllarda ilgili gelir maliyetlerini azaltır. Vergi Vakfı ve Politika Araştırmaları Merkezi, 2022’de giderlerin “en yüksek yıl maliyetinin” 9,3 milyar pound olduğunu tahmin ederken, uzun vadede yalnızca 1,3 milyar pounda gerilemiştir.
Kurumsal Yatırım İndirimlerinin Geleceği
Yatırım giderlerinin tamamının ekonomik büyümeye olumlu katkısı ve Birleşik Krallık’ın mevcut politika nedeniyle zaten zirve yıl maliyetlerine katlandığı göz önüne alındığında, bunun kalıcı olarak sürdürülmesi zorunludur.
Neyse ki ülkenin en büyük iki siyasi partisi şimdiden bunu anladıklarının sinyalini vermiştir. Yaklaşan seçimler öncesinde, İşçi Partisi ile Muhafazakâr Parti ve Birlik Partisi’nin manifestoları, tam gider esası ve yıllık yatırım indirimi yönündeki mevcut politikaları sürdürme konusundaki kararlılıklarını yinelemektedir.
Dahası, Muhafazakâr Parti’nin manifestosu aynı zamanda Brownfield (toprak) sahalarındaki kalkınmaya yönelik harcamaların tamamının genişletilmesi çağrısında bulunmaktadır. Şu anda, Yapı ve İnşaat İndirimi (Structures and Building Allowance), işletmelerin ticari mülklerin inşaat maliyetlerini yüzde 3’lük sabit bir oranda düşürmesine olanak tanıyor ki; bu da yüzde 39,1’lik net bugünkü değere sahip kesintilerle sonuçlanıyor (yüzde 47,2 olan OECD ortalamasının altında), ancak bu konut sektörünün gelişimi içindir. Tüm Brownfield geliştirmeleri için tam gider uygulaması yapılması, Brownfield olarak belirlenen alanlarda bulundukları sürece, bu kesintilerin değerini sırasıyla ticari için yüzde 39,1’den yüzde 100’e ve konut geliştirme için sıfırdan yüzde 100’e çıkaracaktır.
Birleşik Krallık’ın ticari binalara yönelik mevcut vergi uygulaması, OECD’de 2024 yılı için 22. sırada yer almaktadır. Brownfield geliştirme için tam gider uygulanması, onu Estonya ve Letonya ile birlikte en üst sıraya taşıyacak ve aynı zamanda genel yatırım indirimi sıralamasını 14’üncü sıradan 3’üncü sıraya çıkaracaktır.
[1] Çevirenin Notu: ‘Yatırım maliyetini kurtarma’, işletmelerin yatırımlarının maliyetlerini geri kazanma (matrahtan düşme) yeteneğidir. Bir işletmenin vergi matrahının tanımlanmasında önemli bir rol oynar ve yatırım kararlarını etkileyebilir. İşletmeler sermaye harcamalarını tam olarak vergi matrahından düşemediğinde [fully deduct capital expenditures], sermayeye daha az harcama yaparlar, bu da çalışanların üretkenliğini ve ücretlerini azaltır.
[2] Çevirenin Notu: ‘Tam gider’, işletmelerin yeni veya geliştirilmiş teknoloji, ekipman veya binalara yapılan belirli yatırımların tam maliyetini anında düşürmesine olanak tanır. Vergi yasasındaki önyargıyı hafifletir ve şirketleri daha fazla yatırım yapmaya teşvik eder; bu da uzun vadede işçi verimliliğini artırır, ücretleri artırır ve daha fazla iş yaratır.
[3] Çevirenin Notu: ‘Yatırım indirimi’, bir işletmenin her yıl amortisman yoluyla gelirinden düşebileceği sermaye yatırım maliyetlerinin veya bir şirketin uzun vadeli büyümesine yönelik paranın tutarıdır. Bunlara bazen ‘amortisman indirimleri’ (depreciation allowances) de denir.
[4] Çevirenin Notu: ‘Amortisman’, makine veya fabrika gibi bir işletme varlığının “faydalı ömrünün” ölçümü olup, söz konusu varlığın maliyetinin vergiye tabi gelirden (matrah) düşülebileceği çok yıllık dönemi belirlemek için kullanılır. Amortisman, işletmelerin yatırım maliyetlerini hemen düşürmesine izin vermek yerine (yani tam gider), kesintilerin zamanla alınmasını gerektirir, bu da bunların değerini azaltır ve yatırımı caydırır.
[5] Çevirenin Notu: ‘Süper indirim’, işletmelerin uygun harcamalarının yüzde 100’ünden fazlasını vergiye tabi gelirlerinden (matrah) düşmelerine olanak tanıyan bir vergi kesintisidir. Bu nedenle, süper kesinti, belirli maliyetler için fiilen bir sübvansiyondur. Bu politika bazen yatırım maliyetlerine veya araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) harcamalarına uygulanır.
[6] <https://www.gov.uk/capital-allowances/annual-investment-allowance>
[7] <https://www.gov.uk/government/publications/autumn-statement-2023>
[8] OECD: [Organisation for Economic Co-operation and Development (Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü)]
[9] <https://taxfoundation.org/blog/uk-budget-tax-reform-full-expensing/>
[10] <https://obr.uk/efo/economic-and-fiscal-outlook-march-2023/#chapter-3>
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.