Borsada İşlem Gören Halka Açık Bankalar Halka Kapalı Bankalardan Daha mı risklidir?*

Yakın tarihli bir makalede, halka kapalı kalacak kadar küçük olan borsaya kote banka holding şirketlerinin (listed bank holding companies-BHCs), halka açılacak kadar büyük ancak bunu yapmamayı seçen halka kapalı (private) banka holding şirketlerinden daha riskli olup olmadığı inceleniyor.

Bazı argümanlar borsaya kote firmaların muhtemelen halka kapalı firmalardan daha riskli olduğunu düşündürmektedir. Bunların arasında, kurumsal yatırımcıların (veya blok hissedarların) üç aylık yüksek kazanç sonuçları talep etmesi ve üst düzey yönetim tazminat paketlerindeki güçlü teşviklerin borsaya kote bir firmanın yatırım tercihlerini etkileyebilmesi yer alır. Bankacılık sektörü son derece rekabetçidir ve bu da yönetimi daha iyi finansal sonuçlar aramaya ve riskli projelere yatırım yapmaya yönlendirir. Agresif seçimler, bankanın ölçeği ve büyümesi ile geliştirilebilir. Büyüme genellikle organik değildir, ancak birleşmeler ve satın almalar yoluyla gerçekleşir. Banka satın alımında ortak değişim aracı öz sermayedir. Agresif banka görevlileri, satın almalar yoluyla ölçeklenebilecekleri göz önüne alındığında, şirketlerini halka arz etme olasılıkları daha yüksektir, çünkü borsaya kote olmak, daha kolay hisse senedi ihraç etmelerine ve daha büyük işletmeleri satın almalarına olanak tanımaktadır. Firmanın öz sermayesi iyi performans gösteriyorsa, satın almalar daha ucuz hale gelebilir. Dolayısıyla borsada işlem görmek, bazı bankaların üst yönetimine halka açılmadan önce almamış olabilecekleri riskleri alma fırsatı sunmaktadır. Ayrıca, performans ölçütlerinin artık aynı bölgedeki bankalarla sınırlı olmadığının farkına vararak, artık borsaya kote edilen tüm bankalar ile etkili bir şekilde rekabet eder ve böylece yönetim üzerinde risk alması için daha da fazla baskı oluştururlar.

Riski kontrol etmeye dönük bir mekanizma, elbette, banka düzenleyicileridir. Borsa kotasyonu risk almayı artırıyorsa ve düzenleyiciler bunun böyle olduğunu biliyorsa, düzenleyiciler ilk halka arzdan sonra banka riskini değerlendirmede muhtemelen daha gayretli olacaktır. Bir banka ve yöneticileri veya yönetim kurulu, düzenleyici incelemelerin bankanın sağlıksız ve riskli yatırımlar yaptığını ortaya çıkarması nedeniyle takdir yetkisini kaybederse, üst yönetim muhtemelen daha ihtiyatlı davranacaktır. Bu nedenle borsaya kote bankalar, karşılaştırılabilir büyüklük ve varlık yapısına sahip halka kapalı bankalardan daha riskli olmayabilir. Banka iş modeli ve risk seçimlerinde büyüklüğün belirleyici rolü göz önüne alındığında, risk alma üzerindeki borsaya kote edilmenin etkisini değerlendirmek için söz konusu makalede karşılaştırılabilir büyüklükteki bankalar iki grupta inceleniyor.

Bankaların ne kadar risk üstlenebileceği de piyasadaki bilgi miktarına bağlıdır. Hisse senedi ve kredi analistleri tarafından sağlanan bilgiler hisse senedi fiyatlarını etkiler ve genellikle borsaya kote firmalar hakkında daha fazla bilgi mevcuttur. Hisse senedi ve kredi fiyatları ve oynaklıkları, denetim otoritelerinin banka riskine ilişkin algılarını etkileyebilir ve düzenleyici kurumlara finans firmalarının sağlığını değerlendirmeleri için başka bir kanal sağlayabilir. Piyasadaki bilgi üretimi, finans krizi gibi kötü ekonomik koşullarda daha yoğun olabilir.

Makalede, halka kapalı ve halka açık firmalar için banka riskini değerlendirmek amacıyla 1990-2019 yılları arasında üç aylık bir örneklem oluşturuluyor. Bu zaman dilimi, finans sektörünün finansal kriz öncesi büyüme ve gelişme sürecini, kriz sırasındaki çalkantıları, düzenlemelerin sıkılaştırıldığı dönemi ve kriz sonrası toparlanma sürecini kapsamaktadır ki; bankacılık sektöründe risk almanın yükselişini ve düşüşünü ve uygunsuz risk yönetiminin olası zararlı sonuçlarını incelemek için yararlı bir ortam görevi görür. Risk unsurları, varlık getirisi ve özkaynak kârlılığının oynaklığının yanı sıra CAMEL dereceleri, takipteki krediler, zarar yazmalar, risk ağırlıklı varlıklar ve ‘z’ puanı bileşenleri için halka açık şirketlerdir [volatility of return on assets (ROA) and return on equity (ROE) as well as publicly available proxies for the components of CAMEL ratings (capital, assets, earnings, and liquidity), non-performing loans, charge-offs, risk-weighted assets, and z-score (a measure of default risk)].

Makaledeki analiz, borsaya kote bankaların analizde kullanılan tüm risk ölçümleri yelpazesinde daha riskli olduğunu ve finans krizi sırasında daha da riskli olduklarını gösteriyor.

Kriz sırasında riskteki artışın olası bir açıklaması, daha fazla düzenleyici gözetim ve halka açık bankaların kazançlarını eskisi kadar etkili bir şekilde yönetme kabiliyetini zayıflatan muhasebe kurallarındaki değişiklikler olabilir. Ancak borsaya kote bankaların varlık getirisindeki oynaklık, kriz sonrasında düşerken, muhasebe kuralları ve düzenleyici baskılar devam eder.

Makale örneğindeki finans krizinden kaynaklanan banka iflasları incelenerek araştırma risk alma üzerine genişletiliyor ve halka açık bankaların, halka kapalı bankalardan daha riskli olmalarına rağmen başarısız olma olasılıklarının daha düşük olduğu bulunmuştur. Borsada işlem gören bankalarda daha yüksek bir z-skoru, başarısız olma eğilimlerinin düşük olduğunu da yansıtır. Analizlerde ayrıca, borsaya kote bankaların, toplam yükümlülüklerinde daha fazla tasarruf mevduatı sigortası kapsamında olmayan (yani sigortasız) mevduat olduğunda, varlık kompozisyonlarında daha fazla kredi olduğunda, daha fazla menkul kıymet tuttuklarında ve daha büyük olduklarında daha riskli oldukları bulunmuştur.

Halka açık bankaların halka kapalı muadillerine göre daha fazla risk aldıkları ancak finansal kriz sırasında daha az başarısız oldukları da bulunmuştur. Genel olarak, makale bulguları, finansal krizin ve bankaların karşı karşıya olduğu faaliyet ortamındaki müteakip değişikliklerin, borsaya kote bankalar için halka kapalı bankalara göre belgelenen riskin azalmasına katkıda bulunmuş olabileceğini göstermektedir.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.